Gıdavitrini - Çoğu insan için yeni yerler görmek, yeni tatlar keşfetmek anlamına geliyor. Bizim milletimiz midesine düşkünlüğüyle meşhur zaten. Canımız patates kızartması çekti diye neden Belçika’ya gitmeyelim ki?
Şimdi okuyacağınız ülkeler, kendi meşhur yemeklerinin müzesini yaptılar. Türkiye’de de iki tane var. Dünya çam balı üretiminin yüzde 33'ünü gerçekleştiren Marmaris’te de bir tane bal müzesi ve zeytinin Anadolu ve Akdeniz tarihi ile bağını yansıtan Kuşadası’ndaki zeytinyağı müzesi.
MARMARİS – BAL MÜZESİ
Mimarisi petek şeklinde yapılan bal evinde arıcılığın tarihini öğrenirken, bir yandan da camdan yapılan bir kovanda arıların bal yapımını izleyebiliyorsunuz. Marmaris İçmeler'den sonra asfalt yolla dağlara tırmanarak yirmi dakikada bu küçük şirin köye ulaşabilirsiniz. Müzede, geçmişten bugüne arı kovanlarının gelişimi ve arıcılıkta kullanılan aletler de sergileniyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ZEYTİNYAĞI MÜZESİ – KUŞADASI
Kuşadası’ndaki zeytinyağı müzesi, zeytinyağının 2500 yıl öncesinden başlayarak erken sanayi dönemine uzanan sürecini sergiliyor. Müzenin en büyük özelliği ise sergilenen üretim araçlarının tamamının çalışabilir durumda olması. Müzede; 2500 yıl öncesinden başlayarak zeytin ve zeytinyağı sürecini zaman tüneli yolculuğu tadında izleme şansınız oluyor. Üstelik gerçek ebatlarda ve gerçeğe yakın canlandırmalarla anlatılıyor.
NOODLE MÜZESİ – JAPONYA
Japonya, Tokyo’ya trenle 30 dakika uzaklıktaki Yokohama kentinde noodleların yüzlercesinin bir arada bulunduğu bir müze açtı. Müze ziyaretçileri, gezileri sırasında noodle tarihi hakkında fikir sahibi olurken, dev noodle kaplarının içlerinde, yapımı hakkında da bilgiler ediniyor. Müze, çocukları da düşünmüş. Anne-babalar müzeyi gezerken, çocuklar aşçılardan noodle yapımını öğreniyor. Zaten hazırlaması onlar için bile çok kolay.
EMİNE GÖĞÜŞ MUTFAK MÜZESİ - GAZİANTEP
UNESCO tarafından gastronomi şehri ilan edilen Gaziantep, Türkiye’nin ilk mutfak müzesi olan Emine Göğüş Mutfak Müzesi ile gastronomi turizmine büyük katkı sağlıyor.
Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi’ni her yıl binlerce turist ziyaret ediyor. Özellikle UNESCO’nun Gaziantep’e Gastronomi Şehri ilan etmesinin ardından, ziyaretçi sayısında belirgin bir artış gösteren müze, bu unvanın alınmasının tesadüf olmadığını gösteriyor. Müzede, Gaziantep Mutfağı’nda kullanılan mutfak malzemeleri, tabak, bardak, çatal kaşık, servis tabakları, bakır eşyalar, sahanlar, sefer tasları özel vitrinlerde sergileniyor.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi’nde; bayram yemeği yuvalamanın yapılması, soğuk kış gecelerinde tandır başında verilen bastık, sucuk, ceviz, kahve-mırra pişirilmesi vb. yöresel detaylar, Antep yöresine özgü kıyafetler eşliğinde mankenlerle canlandırılmaktadır. Pazartesi hariç haftanın her günü saat 08.30-17.30 saatlerinde açıktır.
ŞARKÜTERİ MÜZESİ - İTALYA
Gastronomi denilince ilk akla gelen ülkelerden birisi kesinlikle İtalya. Et ve et ürünlerinin oldukça rağbet gördüğü ve şarküteri geleneğinin önemli yer tuttuğu ülkede, tabii ki bir şarküteri müzesi var. Felino Kalesi’nin mahzenlerinde yer alan üç katlı ‘The Museum of Salame’, ziyaretçilerine gerçekten eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Beş bölüme ayrılan müzede sergilenen fotoğraf ve materyaller sosis, salam gibi çeşitli şarküteri ürünlerinin tarih içindeki yolculuğuna tanıklık edeceksiniz. İsterseniz o en meşhur, en leziz İtalyan salamlarının geleneksel yöntemlerle nasıl yapıldığına tanıklık edebilirsiniz.
PEYNİR MÜZESİ - AMSTERDAM
Peynir merakınız varsa, inek sütünden yapılan geleneksel Hollanda peyniri Gouda’ya da kesin bayılıyorsunuzdur. Hemen her peynir sever, Gouda’nın çeşitleri ile bir tür aşk yaşar. Sırf Gouda sevgisi bile sizi Amsterdam’a götürmeye yetebilir. Tekerlek görünümlü peynirler, üretim evlerinde hazırlandıktan sonra, kentin en büyük peynir marketi Alkmaar’a getiriliyor. Üstelik beyaz gömlekli ve yöresel şapkalı ‘peynir taşıyıcıları’ tarafından. Bununla yetinmeyin. Kentte 1982’de açılan Peynir Müzesi’nde peynir ve tereyağı yapımını yakından izleyebilirsiniz. Tarih sever gurmeler koşun burası size göre!
BAKLAVA MÜZESİ - GAZİANTEP
Gastronomi şehri olarak mutfak zenginliğini tescilleyen Gaziantep, ayrı zamanda baklavanın da başkenti sayılıyor. Bu özelliğinden yola çıkan Doç. Dr. Oğuzhan Saygılı tarafından Gaziantep'te Baklava Müzesi kuruldu.
Tarihi Millet Hanı içerisinde yer alan uygulamalı müzede, haftanın 6 günü baklava yapımının aşamaların izlemek ve tatmak mümkün.
HARDAL MÜZESİ - ABD
Tuttuğunuz takım yenilse, gidip bir hardal müzesi açar mıydınız? ABD’de Red Sox, 1986 yılında dünya serisi maçını kaybetti. Takımının kaybetmesine üzülen bir taraftar, o akşam bir markete gitti, hardalların önünde bir an durdu. Uzun uzun kavanozlara baktı. Kendi deyimiyle “Hardallar sanki ona bir şey anlatmaya çalışıyordu.” Ve o günden sonra hardal koleksiyonu yapmaya başladı. 1992 yılında Middleton’da Hardal Müzesi’ni açtı. Müze, o kadar büyük ilgi gördü ki, artık her yıl ağustos ayının ilk cumartesi günü Middleton’da ‘Ulusal Hardal’ günü olarak kutlanıyor. Müzede bugün 60 farklı ülkeden 5 bin 300 hardal çeşidini bulabilirsiniz.
PATATES KIZARTMASI MÜZESİ - BELÇİKA
İlk olarak Belçika'dan çıkmış olan patates kızartmasının müzesinin de burada olması çok da şaşırtıcı değil. En lezzetli patates kızartmalarının nerede olduğu günümüzde hala tartışılsa da; Belçika, Friet Museum konuya noktayı koyuyor. 3 bölümden oluşan müzede, patates ve patates kızartmasını yaklaşık 400 tane tarihi obje ile gözler önüne seriyorlar. Sonunda da tabii ki patates kızartmasıyla buluşuyorsunuz!
ZEYTİNYAĞI MÜZESİ – İTALYA
İtalya’da 1992 yılında kurulan ‘Museo dell Olivo’, işin uzmanı olmak isteyenlere çok şey vaat ediyor. Zeytin ağaçlarının tarihinden, zeytinlerin nasıl yetiştirildiğine ve yağın nasıl üretildiğine kadar buraya gittiğinizde muhteşem bilgiler öğreniyorsunuz. İnsan düşünmeden edemiyor: Böyle bir müze neden Türkiye’de de olmasın?Ege Bölgesi’nde bir zeytinyağı müzesi olsa fena olmazdı.
ÇİKOLATA MÜZESİ- BRÜKSEL
Brüksel, çikolatalarıyla ünlü bir şehir ve her köşebaşında çikolata dükkanları bulunuyor. Bunların biri aynı zamanda Brüksel Çikolata Müzesi olarak hizmet veriyor ve kakao ile çikolata hakkında tüm bilgiye sahip oluyorsunuz. Bir nevi hayal gücünüzün sınırları zorlanıyor. Mannaken Pis heykelinin de aralarında olduğu çikolatadan yapılmış heykellerden, çikolata harfleri ve onlarca şeyi görebilirsiniz. Müze içindeki satış bölümünden gördüklerinizi satın alabiliyorsunuz da.
MANTAR MÜZESİ – FRANSA
Mantarın da müzesi mi olur diyeceksiniz ama Fransa’da var. Fransa’nın Loire Vadisi’nde 1987 yılı itibariyle kurulan Mantar Müzesi’ne gelen ziyaretçiler, mantarların yetiştirildiği mağaraları gezerken her bir çeşidi hakkında bilgi sahibi oluyor.
HACIBANLAR MUTFAK MÜZESİ – ŞANLIURFA
2011 yılında Şanlıurfa Belediyesi tarafından açılan ve içerisinde bine yakın eser bulunan Hacıbanlar Mutfak Müzesi yerli ve yabancı turistlerden yoğun ilgi görüyor.
Hacıbanlar Mutfak Müzesi içerisinde; yemek, yaşam, gelin, sergi, şark odaları, kiler, tandırlık mevcut...
Ziyaretçilerden ücret alınmayan müze, 08.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Kaynak: Gıdavitrini - Ensonhaber
Güncelleme Tarihi: 23 Nisan 2018, 14:35