Hepimizin yaşamlarını derinden etkileyen olguların arkasında üretim zenginliği aramayı fazlaca  "materyalist bakış" olarak değerlendirenler olabilir. Gelir düzeyinin sosyo-ekonomik yaşama yansımalarını analiz eden  Kenichi Ohmae'nin kalkınma merdivenleri kuramı çok uzun zamandır zihnimin derinliklerini rahatsız eder… Halkımızın akıl birikimlerinde hayatın öz gerçeğini ararım: "Aç insan önce inançlarını yer" der ulu atalarımız… "Aç it fırın yıkar" diyen bir halkın akıl birikimlerinin mirasçısıyız. Nereden bakarsak bakalım, canı, aklı, nesli korumanın hemen arkasından "malı" korumak gerektiğini söyleyen bir inancın mensubuyuz. Koruyacağımız şeylerin beşincisi inancımızdır; kültürümüzdür.

"Mal canın yongasıdır"; o nedenle maddi ve kültürel zenginlik üreterek insanlarının refahını artırma aklı başında herkesin "sevdası" olmalıdır.
Bir toplum, elinin menzili altındaki kaynakları etkin ve verimli kullanamıyorsa, ister yer altından petrol fışkırsın, isterse bir yerden oluk gibi yabancı sermaye aksın, o kaynakları çarçur etmekten kendini alıkoyamaz. Bu topraklar, bizim elimizin altındaki değerli varlığımızdır; o varlığı aklımızla, enerjimizle, teknolojimizle zenginleştirmeyi beceremiyorsak, teknik gelişmeleri yaratma konusunu da ıskalama olasılığımız bir hayli yüksektir.

Ceviz, topraklarımızda yetişen bir üründür; ceviz yetiştiriciliği konusunda çağdaş bir düzey yakalama becerisini gösteremezsek, başka alanlarda çok başarılı olabileceğimizi düşünmemeliyiz.
Ceviz yetiştiriciliğini pamuk, zeytin, fındık, incir, üzüm yetiştirme gibi önemsiyorum; ceviz konusunda yapılan çalışmaları yakından izlemeye çalışıyorum. Bu anlayışla 20 Eylül 2012 günü Kahramanmaraş'ta yapılan "12.Ulusal Ceviz Çalışma Grubu Toplantısını" özenle izledim.
Önce toplantıya destek olan Aksu Seracalık, Meyvecilik Tarım AŞ.'ının çabasını kutlamak isterim. Bu özel kuruluş, 2011 yılında Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nin ihaleye çıkardığı maraş-18 ve Sütyemez-1 ceviz çeşitlerinin 20 yıllık üretim hakkını satın almış… Ülkemizde bir ilk hayata taşınmış: Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesinin gözetim ve denetiminde ceviz fidanı üretiyor ve mavi sertifika ile ceviz üretmek isteyenlerin hizmetine sunuyor.

Üniversitelerimizin ceviz yetiştirilmesine gösterdiği ilgi ve aktif katılım ise diğer birçok alana göre çok ileri düzeyde: İzmir'den, Adana'dan, Bursa'dan Kahramanmaraş'tan, Ordu'dan ve Tokat'tan öğretim üyeleri toplantıda yaptıkları bilimsel çalışmaları, gözlemleri aktarıyorlar. Islah çalışmasının çok önemli ayaklarından biri üniversitelerimiz ve öğretim üyeleri… Toplantıya katkı yapan akademisyenleri hepsini ayrı ayrı tanıtmak isterdim ama bu yazının sınırlarını çok aşar. O görevi, sağlık olursa gelecek yıl yapılacak toplantı sonrasında ayrıntılarıyla yerine getirmek için şimdiden hazırlık yapıyorum.

Ceviz üretiminde bir başka önemli aktör devlet… Bahçe Bitkileri Araştırma Dairesi Başkanı ve üst düzey TAGEM yetkilileri de toplantıda aktif bir biçimde yerlerini alıyorlar. Başka görevliler de vardı ama ayrıntılı not almadığım için kendilerini anamıyorum; kusuruma bakmasınlar.
Ulusal Ceviz Çalışma Grubu'nun bir başka derinliği ise fidan yetiştiricileri kadar üreticilerin de aktif olarak yer almaları, sorunları, çözümleri, başarıları ve başarısız oldukları yanları açık yürekle paylaşmaları…

Kahramanmaraş toplantısı benim için öğretici oldu: Gözlemlerimi ayrıntı biçimde 6, 13 ve 20 Ekim 2012 tarihli yazılarımda  paylaşacağım. Bu yazıda net olarak paylaşmak istediğim şu: Ceviz alanında yatırım yapanlar Ulusal Ceviz Çalışma Grubu toplantılarını mutlaka izlemeli… Kendi adıma çok şey öğrendiğimi rahatlıkla söyleyebilirim; toplantılarda herkesin öğrenebileceği bir içerik bulunduğunu da çekinmeden ileri sürebilirim.
Rüştü Bozkurt - Dünya