'Anne sütü bankası' kuruluyor!

Bebek ölümlerini azaltmak için harekete geçen Sağlık Bakanlığı, ‘Anne Sütü Bankaları’ açmaya hazırlanıyor.

'Anne sütü bankası' kuruluyor!
Bağışlanacak sütler saklanıp ihtiyaç duyan bebeğe verilecek. Ancak ilahiyatçılar sütkardeşler arasındaki evliliğin haram olduğunu belirterek, “Hangi annenin hangi çocuğa süt verdiği kayıt altına alınmalı. Çocuk, sütanne ve sütkardeşlerini tanımalı.” diyor.

Anne sütünün bebek için birçok faydası bulunuyor. Hem bebeği astım, obezite, diyabet gibi hastalıklardan koruyor hem de emzirmek annede doğum sonrası rahim kanama, meme ve yumurtalık kanseri risklerini azaltıyor. Bebek ölümlerini de yüzde 21 azaltıyor. Bu gerçeklerden yola çıkan Sağlık Bakanlığı, 4 yıllık stratejik planında ‘Anne Sütü Bankaları’ açmayı planlıyor. Öncelikli hedef, prematüre bebekler. Annelerin gönüllü bağışlayacağı sütler pastörize edilip saklanacak, sonra dondurularak isteyen hastanelere iletilecek. Bebekler mama yerine bu sütle beslenebilecek. Sütü alan aile, hangi donörün sütünü kullandığını bilecek, gerekirse irtibat kurabilecek. Ancak ilahiyatçılar projeye endişeli yaklaşıyor. Zira Nisa Suresi 23. ayette sütanne ve sütkardeşlerle evliliğin haram olduğu açıkça belirtiliyor. İslam hukukçusu Prof. Saffet Köse, “Hangi annenin hangi çocuğa süt verdiği kayıt altına alınmalı. Süt emen çocuk, sütannesini ve nikâh düşmeyen sütkardeşlerini mutlaka tanımalı.” diyor. İslam hukuku Profesörü Hayrettin Karaman da şu değerlendirmeyi yapıyor: “Eğer kadın sütü alınıp bir yerde bekletilecekse kime ait olduğu kaydedilmelidir. Sütün verildiği bebeğin de kimlik kayıtları sütanneninkinin yanına kaydedilmeli, ailesine bilgi verilmelidir.”

İslam Fıkıh Akademisi’nin ‘anne sütü bankası’ konusuyla ilgili bir fetvasının bulunduğunu belirten İslam hukukçusu Prof. Saffet Köse, ittifakla bu konuda karmaşa çıkaracak eylemlerin haram olduğuna dair bir karar alındığını aktarıyor. Peygamber Efendimiz’in (sas) de sütanneye verildiğini ve İslam dininde bunun önemli bir yeri olduğunu hatırlatan Köse, sütannenin bir çocuk için gerçek anne gibi olduğunu söylüyor. Hazreti Peygamber’in sütannesi Hazreti Halime’ye çok hürmet ettiğini dile getiren İslam hukukçusu, anne sütü bankasından süt alan çocukların da kimin sütünü içtiklerini bilmeleri gerektiğini ifade ediyor.

Sütün dinen temiz kabul edildiğine dikkat çeken Saffet Köse, sütannenin Müslüman olmasının da şart olmadığını söylüyor. Prof. Köse şöyle devam ediyor: “Aynı anneden süt emen çocuklar, aynı anne-babadan dünyaya gelmiş gibi kardeştirler. Evlenmeleri de Kur’an ve hadislerde yer alan kesin hükümlerle haramdır. Bu nedenle süt bankası gibi bir çalışmada kimin kimden süt emdiği net bir şekilde belli olmalıdır. Buna bir zorunluluk varsa kim kimden ne emdi net olması lazım. Yani bu şartlar sağlanırsa caiz olur. Yoksa caiz olmaz. Buradaki bir diğer konu da süt, temiz kabul edilen bir şeydir. Bu maksatla süt veren kadının Müslüman olması şartı yoktur. Yine de çocuğun annesi gibi olur ve nikâh düşmez. Eğer, bunun kaydı tutulmazsa bebek için çok önemli olan anne sütü hizmeti verilir ama bir harama kapı açılmış olur. O nedenle kaş yapayım derken göz çıkarılmış olur. Sütannelik durumunda süt emen çocuk sütanneden olan bütün çocuklarla evlilik durumu haramdır. Bu sebeple çocuk, sütannesinden olan bütün çocuklarını tanımalıdır.”

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Prof. Dr. Mustafa Bakır ise anne sütünün bebek için birçok faydası bulunduğunu belirterek, dikkatli bir çalışmayla süt bankasının yararlı olabileceğini söylüyor. Gerekli kayıtların yapılması ve tedbirlerin alınmasıyla birçok prematüre bebeğin de hayata kazandırılabileceğini kaydeden Prof. Bakır, “Anne sütü hem bebeği birçok hastalıktan koruyor hem de emzirmek annede doğum sonrası rahim kanama, meme ve yumurtalık kanseri risklerini azaltıyor.” ifadelerini kullanıyor. Bakır’a göre anne sütünün astım gibi alerjik hastalıklar, obezite, kolesterol yüksekliği, tip1 ve tip2 diyabet, lösemi ve lenfoma gibi hastalıkların riskini azalttığını kaydediyor. Amerika’da yapılan çalışmalarda ise anne sütünün bebek ölümlerini yüzde 21 azalttığını belirtiyor.

Hayrettin Karaman: “Müslümanlar bu konuda çok dikkatli davranmalı”
İslam hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, eskiden emzikli kadınların fazla sütünü alıp uygun bir ortamda koruyup, gerektiğinde ihtiyacı olan bebeklere vermesinin mümkün olmadığını belirtiyor ve bu yüzden geçmiş fıkıhçıların bu konu üzerinde durmadığını aktarıyor. “Süt bankalarıyla ilgili verilen bilgiye göre bu sütler ayrı ayrı verildiği gibi birbirine karıştırılarak da verilmekte, hangi kadının sütünün hangi çocuğa verildiği bilinmemektedir.” diyen Karaman’a göre başka dinlerde ve topluluklarda ‘sütanneliği’ ve bundan doğan evlenme engeli (sütanne ve bazı yakınları ile onu emenin evlenmesinin haram olması hükmü) bulunmadığı için böyle bir uygulamada sakınca görülmemiş, bebekler için en uygun gıda olan kadın sütünden yararlanmak tercih edilmiştir. İslâm’da ise sütanneliği ve bundan doğan evlenme engeli olduğunu hatırlatan Karaman şu ifadeleri kullanıyor: “Bu sebeple bebek, ilk iki yaşı içinde emdiği kadının ‘süt çocuğu’ olur, o kadınla, onun usulü, fürûu ve bazı yan akrabası ile evlenemez. Günümüzde süt bankası uygulaması başlayınca bazı fıkıhçılar, ‘Sütler birbirine karıştığı ve kimin sütünü kimin emdiği bilinmediği, ayrıca süt kadının memesinden değil, biberon vb. bir şeyden verildiği için’ bu uygulama sonunda sütanneliği ilişkisi doğmaz.’ diyor. Bize göre kimin olduğu bilinmeyen bir kadın sütünü bebeğe vermek için zaruret bulunması; yani verilmediği takdirde çocuk için hayatî tehlikenin bulunması gerekir. Bu takdirde süt, zaruret sebebiyle verilmiştir, annenin kim olduğu da bilinmemektedir, insanlar bilmeden yaptıkları şeylerden sorumlu olmazlar. Zaruret hali dışında eğer kadın sütü alınacak ve bebeklere verilmek üzere bir yerde bekletilecekse bu sütün kime veya kimlere ait olduğu hem kabının üzerine hem de uygun bir yere kaydedilmelidir. Süt bir bebeğe verilirse bebeğin de kimlik kayıtları sütanneninkinin yanına kaydedilmeli, ayrıca ailesine bilgi verilmelidir. Bir bebek ayrı zamanlarda veya birbirini takiben birden fazla kadını emse bu kadınların hepsi bebeğin sütannesi olur. Buna göre sütleri karıştırılarak verilmiş kadınlar da verilen bebeğin sütannesi olurlar. Sütanneliğinin oluşmasında etkili/belirleyici olan, sütün bebeğe nereden ve nasıl verildiği değil, sütün bebeğin midesine girmesidir. Süt bankalarından yararlanmak isteyen Müslümanların bu konularda hassas davranmaları gerekir.”
zaman.com.tr

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52