Türkiye'nin ''stratejik meyvesi'' olarak gösterilen vişne, son yıllarda fiyat dalgalanmalarıyla üreticilerin ve tarım sektörünün dikkatini çekiyor.

2010'da üreticiden kilogram alım fiyatının 40 kuruşa kadar inmesi ve önceki yıllardaki düşük fiyatının da etkisiyle birçok üretim bölgesinde çiftçiler, kazandırmadığı gerekçesiyle vişne ağaçlarını söktü. 2010'da tonlarca ürün, düşük fiyatı nedeniyle toplanmadan, ağacında kurudu.

Geçen yıl ise rüzgar, üreticinin lehine döndü. Yurt içi ve dışı yüksek taleple vişnenin alım fiyatları, 2,8 liraya kadar tırmandı. Ağaçlarını söken üreticiler pişman olsa da fiyat istikrarının sürmeyeceğini düşündü.

Bu yıl ise hasat başladıktan sonra vişne, 1 liradan alınmaya başlayınca üreticiler geçen yılı mumla ardı. Ancak artan rekabetle fiyatlar yükselmeye başladı. Günden güne 10 ve 20 kuruşluk artışlarla vişnenin üreticiden alım fiyatı son 10 günde, 1'den 2,2 liraya ulaşırken, market ve manavlarda 1,5 lira iken 4 lirayı geçti.

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, bu yıl ülke potansiyelinin yüzde 40 altında rekolte beklendiğini ve yaklaşık 75 bin tonluk vişnenin hasat edileceğini belirtti.

Geçen yıl da 85 bin ton civarında bir üretim gerçekleştiğini anımsatan Akdağ, şöyle konuştu:

''Fiyat artışında rekolte azlığından çok rekabet ön planda. İlginin yüksekliği, şoklama, meyve suyu ve ihracat firmalarının aynı anda pazardan fazla ürün almak istemesinden kaynaklanıyor. Şu ana kadar yaklaşık 50 bin ton vişne alındı ve halen devam ediyor. Fiyat yükselir mi, düşer mi, aynı mı kalır bir şeyler söylemek zor. İç piyasaya giden ürün de çok fazla. Geçen yıl firmalar yoğun alım yapınca iç piyasa doymamıştı. Pazarlarda, evlerde reçel ve komposto yapımı için vişneye talep çok oldu. Bütün bunların etkisi vişnede fiyatları artırdı.''

ABD'deki rekolte kaybı fiyatların yükselmesinde önemli etken
Akdağ, ABD'de yüzde 90 rekolte kaybının bulunmasının fiyatların yükselmesinde önemli etken olduğunu vurgulayarak, ''ABD ve Avrupa'ya ihracat potansiyeli hayli yüksek olan bir üründen bahsediyoruz. Böyle olunca firmalar, bulduğu ürünü almaya çalışıyor. Önemli bir vişne üreticisi olan Polonya'da da hasat başladı ancak nasıl olacağı belli değil. Polonya ile Türkiye bu konuda avantajlı ülkeler'' dedi.

ABD'den donmuş, Avrupa'dan konsantre talebinin yüksek olacağının bugünden ortaya çıktığını dile getiren Akdağ, bu yüksekliğin öncelikle çiftçiye yaradığını anlattı.

Ağaçları sökenler şimdi dalında bir tane bile bırakmıyor
Ebru Akdağ, iki yıl önce ağaçları söken üreticilerin şimdi vişnenin bir tanesini bile dalında bırakmadığını belirterek, ''Fiyatlar 1 lira olarak açıklandığında birçok çiftçi az ürün olan bahçesine girmemeye karar vermişti. Şimdilerde ise ne kadar az olursa olsun her ağaç toplanıyor'' ifadesini kullandı.

Stratejik meyve olan vişnenin öneminin giderek daha çok anlaşıldığını vurgulayan Akdağ, ''İki yıl önce 40 kuruşa kadar indi, ağaçları söküldü. Böyle dönemlerde toplama primi verilebilseydi ağaçlar sökülmezdi. Fiyatların düşük olduğu zamanlarda çiftçiye toplama primi verilmeli. Sürdürülebilir üretim yapılması gerekiyor. Bu ürün gelecekte Türkiye açısından çok önemli hale gelecek'' diye konuştu.