Yüzyıllardır yaz-kış en çok tüketilen meyvelerden biri olan elma; birçok hastalığa iyi geliyor. Son zamanlarda üç farklı laboratuvarda yapılan çalışmalar; elmanın, antioksidan etkisi sayesinde cilt yaşlanmasını engelleyen etkili bir polifenol (bitkilerin renklenmesinden sorumlu, antioksidan özelliği olan bileşikler) olduğunu gösteriyor. 2011 yılında yaşlı hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırma; elmanın ölüme sebebiyet veren genlerin azalmasını sağladığını, toksinlerin tetiklediği erken ölümlere engel olduğunu ve doku hasarını onardığını gözler önüne seriyor.
TÜMÖRÜN YAYILMASINI YAVAŞLATIYOR
Oksidatif stres, inflamasyon (iltihaplanma) ve glikasyon (şekerlenme) yaşlanmanın en temel nedenleri arasında gösteriliyor. Bu sebepleri ortadan kaldıran elma; tehlikeli yağların yakımını da sağlıyor. Günde 300 ila 600 mg. elma polifenolü tüketmek, yüksek kan şekeri nedeniyle ciltte oluşan hasarların onarımında da çok etkili... Bu yararlı meyve; kalp-damar hastalıklarında, yaşa bağlı gelişen kronik rahatsızlıklarda ve ciddi enfeksiyonların tedavisinde başarılı sonuçlar veriyor. Elmada bulunan vitamin ve mineraller; kanserojen maddelerin hücrelere sızarak gelişmesini engelliyor, tümör hücrelerinin yayılmasını yavaşlatıyor. Elmanın özellikle kabuğu, kanserle mücadelede çok etkili olabilecek kimyasallar içeriyor.
KAN ŞEKERİNİ DENGELİYOR
Öte yandan elma, bağırsak sorunları yaşayanları da birçok hastalıktan koruyor. Özellikle de iltihaba dayalı bağırsak hastalıklarını engelleyen doğal bir koruyucu olarak görülüyor. Sindirimi rahatlatıyor, hazmı kolaylaştırıyor, düşük kan şekerini dengeliyor, şekerlenme sonucu oluşan hasarları da önlüyor.
KOLON KANSERİNİ AZALTIYOR
Kolon kanseri, Amerika'da ölüm nedenleri arasında ikinci sırada gösteriliyor. Elma kabuğunun ise kolon ve akciğer kanserinin ilerlemesini yavaşlattığı biliniyor. Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalar, elma polifenollerinin, kolon kanserine yakalanma riskini yüzde 50 oranında azalttığını gösteriyor. Çünkü elma; kolon hücrelerini, çevredeki toksik etkilerden arındırarak özgür hareket etmelerini sağlıyor ve onları DNA hasarından koruyor. Elmanın faydalarını araştıran bir çalışmada; bir grup hastaya günde 600 mg. elma polifenolü veriliyor. 12 hafta boyunca da bu grubun vücutlarındaki yağ oranı inceleniyor. Sonuçta; hastaların bu süre içinde bir kilo kaybettiği ve mide, karaciğer, bağırsaklar ve böbrekler gibi organların arasında yer alan yağ dokusunun da 2 santimetre azaldığı yönünde... 2011'de yapılan çalışmalarda, elma polifenollerinin çeşitli mekanizmalar yoluyla oluşan tümörlerin büyümesini yavaşlattığı ve durdurduğu gösterilmiştir.
İYİ KOLESTEROLÜ YÜKSELTİYOR
Trigliserid, yağların parçalanmasında çok önemli bir enzimdir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda; trigliserid, elma polifenolleri sayesinde çok daha kolay emiliyor. Elma, potansiyel kolesterol emilimini engelliyor, kardiyovasküler hastalıklara davetiye çıkaran lipoprotein taşıyıcı moleküllerin üretimine de engel oluyor. Günde bin 500 mg. elma polifenolü, kötü kolesterolü düşürüp iyi kolesterolde artışa neden oluyor.
MİDE KANSERİNE KARŞI ELMA SUYU
Yüksek kan şekeri, vücutta önemli hasarlara yol açar. Elma kabuğunun içinde bulunan floridzin maddesi ise vücuttaki kan şekerinin dengelenmesini sağlar. Elma tüketimi DNA hasarını ve glikasyonun (şekerlenme) yıkıcı etkilerini büyük oranda azaltır. Son bilimsel çalışmalar; bu maddenin glikoz akımını yüzde 52 oranında azalttığını kanıtladı. Meyan kökü ile elma suyu tüketiminin, diyabeti ve kardiyovasküler hastalığı olmayanlarda mide kanserini yok ettiği çalışmalarla ispatlanmıştır.
Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2014, 09:34