Bazı padişahların, iftarların ardından yolda saf tutan askerlere hediye ettiği simit, aradan geçen onca zamana rağmen en beğenilen atıştırmalık olarak varlığını koruyor.
Osmanlı döneminden bu yana beğenilerek tüketilen, yapılışı bölge ve kentlere göre değişen, “susamlı kebap”, “gevrek” adlarıyla da bilinen simit, en önemli öğün arası atıştırmalık olma özelliğini sürdürüyor. Maç günleri stat çevrelerinde, eylem, toplantı veya yürüyüşlerde satılan, enflasyon değerlendirmelerindeki ürünler içinde ilk sıralarda yer alan, kimi zaman da sendikaların protesto amacıyla kullandığı simit, zengin-fakir herkesin kahvaltı ve gün arası atıştırmalarda en fazla tercih ettiği yiyecekler arasında yer alıyor.
Eski Yöntemle Yapılıyor
Simit, yoğun tüketildiği kentlerden Bursa'da asırlar önceki yöntemlerle yapılıyor. Bursa'da faaliyet gösteren pek çok fırında da el değiştirmiş olsa bile birkaç asırdır aralıksız simit üretiliyor. Bu ürün, ‘kazan simidi’ olarak biliniyor. Kazan simidini diğer bölge ve illerde yapılan simitlerden ayıran özellik ise hamurun halka haline getirilmesinin ardından bir süre kaynar pekmez içinde bekletilmesi sayılıyor. Pekmez içinde birkaç dakika bekletilen simit, bolca susama yatırıldıktan sonra odun ateşiyle ısınan fırında 20 dakika piştikten sonra satışa sunuluyor.
Şeker Yerine İncir
Bursalı simitçiler “Bursa kazan simidinin kalitesi, kaliteli un, yerli susam ve incir pekmezinden gelir. Eskiden pekmez yerine yanmış şeker kullanılıyormuş ancak bunu 20-25 yıl önce değiştirdik ve şeker yerine pekmez kullanmaya başladık. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'de pek çok kente özel siparişle simit gönderiyoruz.” dedi. Bazı tarihi kaynaklara göre, geçmişi 14'üncü yüzyıla dayanan simidin beyaz ve farklı pişirilen çeşidinin Osmanlı'ya Balkanlar yoluyla geldiği, dolayısıyla Bursa'ya özgü kazan simidini de ilk olarak Arnavutluk'tan göçle gelenlerin yaptığı tahmin ediliyor.
Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2014, 15:39