TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve üniversitelerin Gıda Mühendisliği bölümlerinden öğretim üyeleri, Prof. Dr. Canan Karatay’a atfen sosyal medyada yer alan yorumlara sert tepki gösterdi. Prof. Dr. Karatay, kendi adıyla yayınlanan ve “Son derece cahilce, bilim ahlakından uzak ve haddini aşan ifadeleri” düzeltmeye davet edildi.
13 Şubat’ta sosyal medyada https://tr-tr.facebook.com/Canan.Efendigil.Karatay adresi üzerinden paylaşılan “Gıda Mühendisliği diye bir saçmalık çıktı! Gıda doğal olmalı neyin mühendisliği bu? Gıda Mühendisliği olmaz!” yorumuna ilişkin olarak “TMMOB Gıda Mühendisleri Odası ve Üniversitelerden Kamuoyuna Bilgilendirme” başlıklı bir açıklama yapıldı. Gıda Mühendisleri Odası yöneticilerinin yanı sıra çeşitli üniversitelerden Gıda Mühendisliği Bölüm başkanları ile öğretim üyelerinin imzasıyla yayınlanan açıklamada, şöyle denildi:
“Facebook sayfası üzerinden paylaşmış olan bu ifadeler son derece cahilce, bilim ahlakından uzak ve haddini aşan ifadelerdir.
Bu yorumla ilgili olarak, Sayın Karatay’a ulaşılmış, bilgilendirme yapılmaya çalışılmış ve bu açıklama kendisi tarafından yapılmadı ise bunun ilgili tüm taraflara açıklanması için birlikte basın açıklaması yapmak amacıyla görüşme yapılmasına gayret gösterilmiş, ancak kendisinin görüşmeyi/açıklama yapmayı reddetmesi nedeniyle bir sonuca ulaşılamamıştır.
15.02.2014 tarihinde yine aynı sayfada, söz konusu sayfanın bir Facebook Fan sayfası olduğu; Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay ile hiçbir ilgisi bulunmadığı, paylaşımların bir kısmını Prof. Dr. Canan Karatay’ın gazete ve televizyon röportajlarından alıntı olduğu açıklanmıştır. Açıklamada; bu açıklamayı yapan kişi veya kurumun ismi olmadığı gibi, bugüne kadar kendi adıyla gündeme yansıyan ve büyük tepki alan cümlelere Prof. Dr. Canan Karatay’dan da bir açıklama, yalanlama veya özür mesajı gelmemiştir.
Bilim insanı iddiası ile toplumla sürekli görüşlerini paylaşmayı ve doğru yönlendirme görevini üstlenmeyi misyon edinmiş görünen bir uzmanın, başta kendi mesleğine olmak üzere farklı disiplinlerde yetişmiş olan uzmanlara olan saygısı ve sahip olması gereken etik kurallar gereği böyle bir yorumu yapmayacağı ortadadır. Aksine bir durum, kendisine verilen eğitimi, bilimi ve etik değerlerini inkâr etmesi anlamına gelecektir.
Bizler en az 30 yıldır bu ülkede gıda mühendisliği eğitimi veren üniversiteler ve bu mesleği temsil eden kamu kurumu niteliğinde meslek odası olarak şunların bilinmesini arzu ediyoruz:
-Doğal olan her şey daima sağlıklı anlamına gelmemektedir. Son derece faydalı doğal gıdaların yanı sıra, toksik olan ve tüketilmesinde sakınca olan veya işlendikten sonra güvenli hale gelen pek çok gıda vardır. Hatta eğer gerekli kontroller sağlanmazsa güvenli olabilecek pek çok ürün de sağlık riskleri içerebilir. Örneğin, bazı küfler tarafından üretilen mikotoksinler doğal koşullarda üretimde ortaya çıkar, önlemenin yolu ise bu üretim sürecinde bu tehlikeyi önleyecek bir sistemi kurmaktan geçmektedir. Köyde üretilmiş, evde kurutulmuş diye özellikle tercih ettiğimiz kırmızıbiberin ne denli temiz koşullarda olursa olsun eğer parçalanmadan kurutulmuşsa aflatoksin içerme ihtimalinin yüksek olduğunu hangi ev kadını, kaç çiftçi bilmektedir?
-Ekmek de dâhil neredeyse tükettiğimiz tüm gıdalar (çiğ tüketilen sebze meyve hariç) ister ev koşullarında, isterse sanayide üretilsin ‘işlenmiş ürün’dür. İşleme ve muhafaza bir zorunluluktur. Doğada un yoktur, bizlerin tükettiği hali ile şeker yoktur. Yoğurt ve peynir yoktur. Bir an için değirmenlerin, fırınların, kurutma tesislerinin, süt fabrikalarının, zeytinyağı tesislerinin kapatıldığını düşünelim. Güvenli, besleyici ve lezzetli gıdaların her mevsimde ve her yörede bulunabilirliğini kim sağlayacaktır?
-Gıda mühendisleri; hammaddeden gelen besin öğelerini maksimum düzeyde koruyarak, minimum kayıpla üretiminden tüketimine kadarki tüm süreçlerde sağlığa uygun, güvenli ve kaliteli gıda üretilmesi temelinde eğitim alırlar. Bu temelle, geleneksel yöntemler de dâhil gıdaların üretiminde var olan sağlık sorunlarının tespit edilerek bu sorunların önlenmesi, gıda üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, gıda maddelerinin ambalajlanması ve depolanması, üretilen gıdaların kalite kontrollerinin ve resmi denetimlerinin yapılması, gıda alanında araştırma-geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi konularında görev ve sorumluluklar alırlar.
-Değişen dünyada değişen tüketici ihtiyaçlarına cevap verebilmek üzere ürün çeşitlenmesi/yeni ürünlerin oluşturulması için de gıda işletmeleri ve gıda konusunda uzmanlaşmış meslek grupları vazgeçilmezdir.
-Sağlıklı yaşam için güvenilir gıdaya ulaşmak önemlidir. Hassas gruplar yani hastalar, yaşlılar ve bebekler, metabolik rahatsızlığı olanlar başta olmak üzere, tüm bireyler tarafından tüketilen gıdaların ulaşılabilir ve güvenilir olması, gıda bilimi ve onun uygulayıcıları olan gıda profesyonellerinin varlığı ile mümkündür. Bilinmelidir ki çölyak hastalarına glutensiz ürün üretmek, laktozu tolere edemeyen bünyelere laktozsuz süt üretmek, kendi başına beslenemeyecek kadar hasta olan kişilere enteral beslenme ürünlerini üretmek, uzayda tüketilecek gıdaları üretmek bir mühendislik işidir.
-Dünyada ve ülkemizde gıda bilimi ve bu bilim ışığında bilgi ve donanımını hizmete dönüştüren meslek mensupları olmazsa güvenilir gıdaya ulaşmak tesadüflere kalacak, dengeli ve yeterli beslenme için gerekli ürünlerin birçoğuna ulaşmak hayal olacaktır.
-Gıda Mühendisleri, gıda güvenilirliğinin sağlanmasında temel mesleklerden biridir. Ülkemizde, dört yıl boyunca mühendis yaklaşımıyla ‘en iyi, en güvenilir gıdanın’ nasıl üretileceği konusunda eğitim alan meslektaşlarımız, güvenilir gıdanın üretiminde görev almaya devam ederek, halkımızın güvenilir gıdaya ulaşmasında anahtar rol alma görev ve misyonunu sürdürecektir.
Tüm bu doğruları kamuoyu ve tüketicilerin dikkatine sunuyor; söz konusu paylaşımla ilgili hukuki haklarımız saklı kalmak kaydıyla Prof. Dr. Canan Karatay’ı bu konuda bir açıklama yapmaya ve kendi adıyla paylaşılan ifadeleri düzeltmeye davet ediyoruz. Bu ve benzeri olaylar sıklıkla yaşanmakta ve kamuoyunun güvenli gıdaya ulaşımda algısını olumsuz etkilemektedir. İlgili kişileri, hali hazırda görev yaptığı kurumları, kamu otoritelerini ve kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarını göreve çağırıyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 18 Şubat 2014, 13:48