Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Nazan Yardım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, laktoz intoleransının süt şekerini parçalayan laktaz enziminin vücutta olmaması ya da az olması olduğunu belirtti.
Bunun kalıtsal olabildiğini, 2 yaşından sonra enzimin azalması sonucu ortaya çıkabildiğini veya bazı hastalıklarla birlikte görüldüğünü ifade eden Yardım, çocuklar büyüdükçe bu enzimin azaldığını dile getirerek, "Bebeklikte bu enzimin aktivitesi çok ancak 2 yaşından sonra çocukların anne sütüne ihtiyacı azaldığı için bu enzimin de aktivitesi azalıyor" dedi.
Enzimin ırklara göre de farklı düzeyde bulunduğuna dikkati çeken Yardım, laktoz intoleransının Avrupa’da yüzde 20’nin üzerinde, Uzakdoğu ve Asya’da ise yüzde 90 oranlarında görüldüğü belirtti. Yardım, çocukların sağlıklı olması, gelişmesi için beslenmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Süt, birçok mineral, vitamin ve protein açısından sağlıklı bir beslenme aracı.
Uzmanlar tarafından zaten çocukların günde 2 bardak süt içmeleri önerilir. Dolayısıyla bizler de çocukların beslenmesine katkı sağlanması için bu süt programında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak hareket ediyoruz ve bu programın da herkes tarafından desteklenmesini bekliyoruz" diye konuştu. Kişi başına süt tüketiminin Türkiye’de 23 ila 26 litre civarında olduğununu anlatan Yardım, bu oranın İngiltere’de 80 litrenin üzerinde, Avustralya’da 100 litrenin üzerinde bulunduğunu aktardı.
Türkiye’de 2010’da yapılan besin tüketim araştırmasının yayınlanmamış ön sonuçlarına göre ise süt ve yoğurdun birlikte tüketimi kişi başına günlük 106 gram civarında olduğunu kaydeden Yardım, çok temel olan bir besininin ülke olarak çok tüketilmediğini ifade etti. Yardım, çocukların kemik ve beyin gelişimi için proteinlerin temel olduğunu, proteinin sütte yüksek oranlarda bulunduğunu, bu nedenle bu programı çok önemsediklerini söyledi.
Geçen yıl dağıtılan sütlerden zehirlenmenin yaşanmadığına dikkati çeken Nazan Yardım, böyle bir durumda, zaten bunun kamuoyuna açıklanacağını, geçen yılki vakalarda görülen durumun sütün tolere edilememesi olduğunu vurguladı. Hem Milli Eğitim Bakanlığı hem Sağlık Bakanlığı hem de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yaptığına dikkati çeken Yardım, yapılan analizler sonucunda herhangi bir soruna rastlanılmadığını söyledi.
Şikayetler üzerine yapılan incelemelerde vakaların laktoz intoleransına işaret ettiğini ifade eden Yardım, "İntolerans belirtileri genellikle 30 dakika ile 2 saat sonra başlıyor. Bulantı, karın ağrısı, bazen ishal, gaz şikayeti olabilir. Süt içtikten sonra yetişkinlerde derler ’bana süt dokunuyor’ diye aslında ’dokunuyor’ ifadesi tam bu dediğimiz rahatsızlıkların o kişide ortaya çıkmasıdır" diye konuştu.
SÜT İÇMEYE DEVAM ETTİKÇE, ENZİM ENZİM AKTİVESİ DE ARTIYOR
Araştırmaların laktoz intoleransı olan kişilerde bile 1 bardak sütün tolere edilebileceğini ortaya koyduğunu belirten Yardım, "Süt içmeye devam ettiğinizde enzim aktivitesi de artıyor. Enzim, sütü içtiğinizde bağırsaklardan emilimini kolaylaştırır. Dolayısıyla bu şikayetler olmuyor" şeklinde konuştu. Süt dağıtımı başlamadan önce öğretmenlerin öncelikle ailelere izin formlarını doldurtmaları gerektiğini ifade eden Yardım, süt kutularının açılmadan mutlaka incelemesi gerektiğini söyledi.
Kutuların bozulmamış ve hava almamış olmasına, ambalajlarda bombaj, şişme veya herhangi bir ezikliğin bulunmamasına dikkat edilmesini isteyen Yardım, "Öğretmenlerin, sütleri mutlaka bir ders boyunca içirmelerini istiyoruz. Ne çok daha hızlı ne çok daha yavaş, bir ders boyunca bitirmelerini istiyoruz. Eğer mümkünse süt yanında bir şey yenilebilir. Yani süt sabah açıldı, çocuk sınıfta bıraktı, sonra gitti geldi, içti olmayacak" dedi. Herhangi bir şikayet olduğunda, şikayetlerin önemine göre çocukların sağlık kuruluşları veya aile hekimlerine yönlendirebileceklerini söyledi.
ÖĞRETMENLER DE VELİLERDE DAHA BİLİNÇLİ
Dr. Yardım, üç bakanlığın da daha önceki uygulamalardan daha tecrübeli olduğunu belirterek, velilerin rahat olmasını istedi. Yardım Şöyle devam etti: "Şu anda sütten zehirlenme riski yok. Çünkü zehirlenme dediğiniz şey patojen bir mikrobun süte bulaşması. Şu anda sütler son derece güvenli, steril, marketlerdeki sütler gibi üretiliyor. Böyle bir ihtimal yok.
Marketlerdeki UHT yöntemiyle uzun ömürlü süt ne ise aynı şekilde üretiliyor. Bu daha özel üretim içinde süt tozu yok mesela. Dolayısıyla sütler güvenli. Ama laktoz intoleransı yüzde 20’nin üzerinde görülüyor. Yani 100 kişiden 20’sinde sütün dokunması durumunu zaten bekliyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir durum olduğunda ailelerin panik yapmasına gerek yok. Ama çocukların süt içmesine ara verilebilir. 17 milyon öğrencinin 6 milyonuna bu program yapılıyor. 6 milyon çocuktan elbette sütün dediğimiz sıkıntılı durumu olabilir.
Bunu zehirlenmeye bağlamak doğru değil. Vatandaşlar çok rahat olsun akıllarına şöyle bir şey gelmesin ’tarihi geçmiş sütler mi’ hayır bunlar özel üretim sütlerdir. ’Mutlaka mikrobik bir şey var ama bu basınla paylaşılmıyor, vatandaşlarımıza söylenmiyor, bazı şeyler gizleniyor’, hiç böyle bir şey yok, her Bakanlık gerçekten bu konuda son derece açık davranıyor. Vatandaşların sağlığını gerçekten önemsiyoruz. Akıllarına herhangi bir soru işaretinin gelmesine gerek yok. Marketlerden aldıkları süt ne kadar güvenli ise bu sütler de o kadar güvenli."
Ambalajı açıldıktan sonra fazla bekletilmemeli
Okul Sütü Programı kapsamında dağıtılan sütlerin, açıldıktan sonra hemen içirilmesi gerektiği bildirildi.
YORUM EKLE
1
Almanya'da alkol satışına sınırlama
2
Besici iflasa, sektör çöküşe sürükleniyor
3
TZOB'dan TÜİK’e 'uçurum' eleştirisi!
4
'Balık yemeyin' diyemeyiz!
5
Avrupa "at eti skandalını" tartışıyor
6
Fındık destekleme esasları belirlendi
7
Bakkal "soğuk havaya" alıştı!
8
Balıkta bolluk ve ucuzluk dönemi bitti
9
İsrafa karşı farklı gramajda üretim önerisi
10
Ette 'kaymağı' kimler yiyor?
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
06:25
GÜNEŞ
07:55
ÖĞLE
12:56
İKİNDİ
15:24
AKŞAM
17:46
YATSI
19:11