‘Gıda terörü’nden nasıl kurtuluruz?

Türkiye’de gıda terörü her geçen gün artıyor. Tüm çabalara, baskınlara, ihbarlara, kontrollere(!), hatta ALO 174 hattına rağmen eksilmiyor, artıyor. Her gün farklı bir hile çeşidini öğreniyoruz.
Memleketin her bir köşesinden benzer ihanet haberleri geliyor; bazen at eti, bazen bozuk süt ürünleri, nişkozdan mamul bal satıcıları, domuz katkılı işlenmiş ürünler… Liste uzayıp gidiyor…
Gıdanın patronları, uzmanları, anlı şanlı kodeksimizin hamileri ise sadece cak-cek temennisiyle tüketiciye sağduyu telkininde bulunuyor.
Bu konu üzerinde çok şey söylendi; yazıldı, çizildi, yorumlandı. Ama sonuç aynı!
Gıda terörü (yumuşatılmış tabiriyle gıda hileleri) eksilmiyor artıyor.
Sonu nereye gidecek?
Bu işin temeline inebilen bir irade ortaya çıkmayacak mı?
İşi kökünden çözebilecek bir proje, tüketici sağlığını garanti altına alacak bir fikir…

Bu önemli konuya dikkat çekmek için “Gıda teröründen nasıl kurtuluruz?” sorusuyla söze girdim.
9 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul Fatih’te konuyla ilgili çok önemli bir proje sunumu vardı. Gıda kaynaklı sıkıntıları en aza indirebilecek bir sunum; belki eksiklikleri vardı ancak, samimiyetle, tüketici sağlığı düşünülerek üretilmiş bir proje. Üzerinde biraz çalışma yapılırsa muazzam bir uygulama…
Toplum sağlığı açısından önemli olan, aşağıda içeriğinden bazı bölümleri başlıklar halinde aktaracağım bu konunun sunum toplantısına katılanlar, bir elin parmağını geçmedi!
Ne ilginçtir; olur olmaz yerde boy gösteren etkisiz yetkililer bu toplantıda yoktu, basının ilgisi de olması gerekenden çok uzaklardaydı.
Neyse, biz konumuza dönelim ve bu önemli projeyi anlatmaya çalışalım.
Belki Gıda Mühendisleri Derneği ismini yeni yeni duyuyorsunuz. Az sayıda gıda mühendisi tarafından henüz yeni kurulan bir dernek. Başkanlığını ise Abdussamed Boyu isimli genç bir gıda mühendisi üstlenmiş. Tamamen gönüllülük esasına dayanan ve tüketici sağlığı hassasiyetiyle faaliyet yürüten bir anlayışla bu çileli yolculuğa çıkmışlar.
Tüketici sağlığı açısından önemini vurguladığım projeyi, kısaca tanıtmaya çalıştığım Gıda Mühendisleri Derneği vitrine çıkardı.
Gıda güvenliği bilincinin toplumda kalıcı olması amacıyla okullarda “gıda güvenliği dersi” okutulması önerisini gündeme getiren Gıda Mühendisleri Derneği, konuyu bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
Gıda Mühendisleri Derneği’nin okullarda “GIDA GÜVENLİĞİ DERSİ” okutulması teklifi önemli ve örnek bir proje.
“Okullarda gıda güvenliği dersi” projesini anlatan Gıda Mühendisleri Derneği Genel Başkanı Abdussamed Boyu, her gün yeni bir gıda skandalı haberiyle karşılaştığımız günümüzde, gıda skandallarının tamamıyla önüne geçecek kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi. Boyu, resmi makamlar, üretici ve tüketiciler olarak hep birlikte hareket edilmesi gerektiğine işaret ederek şunları dile getiriyor: “Toplumun genelinde bir gıda güvenliği bilincinin eksikliği ön plana çıkmaktadır, dolayısıyla bu bilincin oluşması için “GIDA GÜVENLİĞİ DERSİ” okullarda zorunlu ders olarak okutulmalıdır.”
Sözü Abdussamed Boyu’ya bırakalım:
“Gıda Mühendisleri Derneği olarak defaatle söyledik. Bu çözümleri de her platformda dile getirdik. Okul kantinlerinde yaşanan gıda güvenliği sıkıntıları, gıda denetimlerinde yeterince gıda mühendisi görevlendirilmeyişinden ötürü denetimlerin etkin yapılamayışı, gıda kaynaklı hastalıkların son dönemde iyice yaygınlaşması, toplu tüketim yerleri başta olmak üzere genel olarak gıda israfının yaygınlaşması, küçük ölçekli işletmelerin hem iç denetim mekanizmasından hem de yeterince resmi denetim mekanizmasından yoksun oluşu, büyük ve küçük ölçek fark etmeksizin işletmelerin taklit ve tağşişe sıkça başvuruyor olması kısa ve uzun vadeli kalıcı önlemleri almaya bizleri zorunlu kılıyor.
Kısa vadede kalıcı çözümümüz; denetim mekanizmasının etkinleştirilmesi ve sıklaştırılması. Bu nasıl olacak; lisans eğitimini tamamıyla gıda alanında tamamlamış, gıda ile ilgili her türlü teknik ve bilimsel detaylara hakim meslek grubu olan ve ülkemiz için de önemli bir değer olan gıda mühendisliği mesleğini icra eden gıda mühendislerinin daha fazla görevlendirilmesi ve bu gıda mühendislerinin özel sektörde iç denetim mekanizmasını daha etkin yürütebilmesi için yaşanan sıkıntıların çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Uzun vadede ise; gıda güvenliği skandallarının hemen hemen hepsinin temeline indiğinizde karşınıza çıkan durum hep aynı, yani gıda güvenliği bilincinin yetersizliği hatta olmayışı. Gıda güvenliği bilinci hem üreticide hem tüketicide olmalı, olmalı ki üretici bu bilinçle güvenli gıdalar üretsin, tüketici de güvenli gıda talep etsin, güvenli olmayan gıdalara yönelmesin. Bu sebeple “gıda güvenliği bilinci”nin sağlanması ve tüm topluma yayılması için çalışmalar yapılması ve konunun planlı bir şekilde anlatılması ve eğitimler yapılması lazım. Yalnız sektörün içinde olan bizler şunu da iyi biliyoruz ki, belli bir yaştan sonra verilen eğitimlerin verimliliği yeterli düzeyde olmuyor ve gıda güvenliği bilinci yeterince oluşmuyor. Bu bilincin oluşması için temelden sistemli bir eğitime tabi tutulması yani çocuk yaştan itibaren gıda güvenliği bilinci kazandırılması gerekiyor. Nitekim İnsanların bilgi almaya ve alışkanlık kazanmaya en elverişli dönemi “okul çağı”dır. Bu sebeple, bu bilincin oluşması için okul çağına yönelerek okullarda bu bilinci kazandıracak eğitimler verilmelidir. İşte bu noktada Gıda Mühendisleri Derneği olarak uzun zamandır üzerinde çalıştığımız okullarda “Gıda Güvenliği Dersi” okutulması çözüme çok önemli katkı sağlayacaktır. İlkokulda hayat bilgisi derslerinde ünite olarak, ortaokul 5. ve 6. sınıfta gıda mühendisleri tarafından okutulacak zorunlu “gıda güvenliği dersi” gıda güvenliği bilincinin öncelikle çocuklarda oluşmasını ve tüm topluma yayılmasını sağlayacaktır. Bu ders hayatın somut hususlarına değineceğinden çocuklar üzerinde son derece etkili olacaktır. Yapılan araştırmalar, çocukların okullarda öğrendikleri somut şeyleri hem kendilerinin uyguladığını hem de ailelerinin uygulamasında ısrarcı olduklarını ortaya koymuştur. Bu dersin okutulmasıyla zamanla tüm toplumda oluşacak bilincin bir çok faydası olacağı kesindir.”

Neden olmasın!
Hem, Sağlık Bakanlığı’nın da benzer projesi var.
Sağlık Bakanlığı şeker ve tuz kullanımının azaltılması, obezitenin önlenmesi ve tansiyonun kontrol altına alınması konularında bir çalışma başlattı.
Sağlıklı yaşam tarzı konusunda bilinçlendirilmesi hedeflenen halkın öncelikle aşırı tuz ve şeker kullanımının zararları konusunda eğitimi hedefleniyor. Eğitimin aile ve okul temelli yürütülmesinin öngörüldüğü planda, obezite, sigara ve alkol kullanımıyla mücadele de ön planda tutulacak.
İşte tam burada, okullarda “Gıda Güvenliği Dersi” okutulması devreye girebilir.

Abdussamed Boyu, projenin somut faydalarını ise şu cümlelerle sıralıyor:
• Öncelikle çocuklarımızda da sağlıklı beslenme bilinci oluşacak ve nasıl beslenmesi gerektiğini, hangi gıdaları tüketmeleri gerektiğini öğrenecektir.
• Oluşacak gıda güvenliği bilincinin, önce çocuklara sonra aileye ve tüm topluma yayılması sağlanacaktır.
• Gıda güvenliğinde yaşanan sıkıntıların zamanla ortadan kalkacak olması nedeniyle, gıda kaynaklı hastalıkların önüne geçilmesi sağlanacaktır.
• Her gün karşılaştığımız ama basit bir karın ağrısı olarak geçiştirdiğimiz gıda zehirlenmeleri vakalarının önüne geçilmesi sağlanacaktır.
• Oluşacak bilinçle tüketicinin güvenli gıda talebi artacak ve üretici gıda güvenliğine dikkat edecektir.
• Bugünün çocukları yarının üreticileri ve yöneticileri, bu sebeple bu dersler vasıtasıyla geleceğin güvenli gıda üreticilerinin yetiştirilmesi sağlanacaktır.
• Gıda skandallarının ve gıda hilelerinin önüne geçilmesi sağlanacaktır.
• İsrafın önüne geçilmesi sağlanacaktır.
• Ve en güzeli devletin gıda kaynaklı hastalıklara ödemiş olduğu milyar liralar devletin kasasında kalacaktır.

İşte gördünüz, Abdussamed Boyu’nun da dile getirdiği gibi, bu çalışmayı önemli buluyorum. Eğer üzerine düşülür ve ilgi gösterilirse, ülkemize güzel bir hizmet olacağına inanıyorum.
Güvenli gıda tüketin, sağlıklı yaşayın.

YORUM EKLE

banner50

banner52