Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın hazırladığı yeni ‘Et ve Et Ürünleri Tebliği’ ile sucuk ve sosislerde protein tozları karışımına yasak getirildi. Spor salonlarında bilinçsizce tüketilen tozlardaki en büyük tehlike ise domuzdan üretiliyor olması.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, sucuk ve sosislerde yapılan hilelere karşı karışımların engellenmesi amacıyla 5 Mart 2013 tarihinde yeni et tebliği çıkardı. Tebliğle beraber fermente sucuklarda protein oranının yüzde 16’nın üstünde tutulması zorunlu hale getirildi. Ancak bazı firmalar, protein şartını tutturmak için et proteini ithalatı yapıyor. Zaman, tebliğle beraber daha önce birçok firmanın Avrupa’nın farklı ülkelerinden et proteini ithal etmek için görüşmelere başladığını gündeme getirmişti. Ayrıca bazı firmaların da sporcular için getirdiği protein tozlarında domuz kalıntılarına rastlanmıştı. Büyük çoğunluğu domuzdan üretilen protein tozları, Türkiye’ye çok rahat bir şekilde ithal edilebiliyor. İthalatçıların, resmi makamlara ithal edilen tozların hangi alanda kullanılacağına dair bir bilgilendirme zorunluluğu da yok. Böylece menşei tam olarak bilinmeyen tonlarca protein tozu, katkı maddesi olarak Türkiye’ye giriş yapıyor. Avrupa’da üretilen protein tozlarının yüzde 80’inden fazlası ucuz olduğu için domuzdan elde ediliyor.

Öte yandan büyükbaş hayvanlardan elde edilen proteinin de helal kesime uygun olamayacağı belirtiliyor. Yüksek hava basıncı ile elde edilen etler için Avrupa’da yüzlerce kesimhaneden toplanan kemikler kullanılıyor.  Et tebliğinde yer alan protein şartına göre bir kilogram sucuğun içerisinde en az 700 gram et kullanılması gerekiyor. Ancak firmalar, daha fazla kâr için tebliğde belirlenen miktardan daha az et kullanıyor. Üreticiler yasak olmasına rağmen sucuk ve salamlarda tebliğde belirtilen protein değerini tutturmak için de bu yola başvuruyor. Ancak et tebliğinde açık bir şekilde protein tozu ilavesi yasaklanmış durumda.

Fatih Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Abasıyanık protein tozlarında DNA bazlı tespitin zor olduğuna dikkat çekerek, “Kolajen benzerliklerinden dolayı DNA üzerinden elde edilen sonuç sıhhatli olmuyor. Protein üzerinden bir tespite gitmek lazım. Ancak Türkiye’de bu yöntem çok fazla kullanılmıyor.” şeklinde konuşuyor. Kaynağı belli olmayan tozların hastalık taşıma riskine de dikkat çeken Abasıyanık, “Protein tozu elde edilen hayvanın kaynağının iyi tespit edilmesi gerekiyor. Hastalık taşıma riski var. İngiltere’de deli dana hastalığından dolayı çok sayıda büyükbaş imha edilmişti.” diyor.
zaman.com.tr

Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2013, 16:09