Herkes yakın çevresindeki gıda mühendislerinin ne yiyip, içtiklerini araştırır oldu. Hafta sonu yaşadığı şehrin yakınlarındaki köyleri dolaşıp, süt alanlar, yoğurdunu annesinin usulüyle evde yapmaya başlayanlar arttı. Sofra ortamlarında konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor: "Tavuk yemeli miyiz? Yoksa elimizi sürmemeli miyiz?" "Marketten hangi marka süt, yoğurt, yumurta almalıyız?" GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilen ürünleri nasıl ayırt edebileceğimiz konusu ise tam bir muammaydı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon programında GDO'lu yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilmiş ürünleri vatandaşın bileceğini söyleyerek, etiketleme konusuna ışık tuttu. Et, süt, yumurta, peynir gibi hayvansal ürünlerin GDO'lu yemle beslenmiş hayvanlardan elde edilmesi halinde etiket koşulu getirilecek. Eğer bu uygulama hayata geçirilirse, bundan sonra alışveriş yaparken aldığımız süt ürünlerinin son kullanma tarihiyle birlikte GDO'lu olup olmadığına da dikkat etmemiz gerekiyor.
HERKESİN BİLMEYE HAKKI VAR
Greenpeace bir süredir yürüttüğü 'Yemezler' adlı GDO karşıtı kampanyasıyla ithalatı gerçekleştirilmiş GDO'lu yemlere dair, bu yemlerle beslenmiş hayvanlardan elde edilen ürünlerin etiketlenerek tüketicinin tercih hakkının korunmasını talep ediyordu. Greenpeace Akdeniz Tarım Kampanyası Sorumlusu Tarık Nejat Dinç de bakan Eker'in açıklamasından sonra konuyla ilgili şunları söyledi: "Mehdi Eker GDO konusunda çok önemli, bir açıklama yaparak GDO istemediğini dile getiren vatandaşının talebini duyduğunu gösterdi. Her vatandaşın kanundan gelen ne yiyip içtiğini bilme ve ona göre seçme hakkı var. Bugüne kadar GDO'lu yemle beslenmiş hayvanların ürünlerinde bu durumu ifade eden etiket zorunluluğu yoktu. Bu da fiilen vatandaşın tercih hakkını ortadan kaldırdığı için kanuna ters düşüyordu. Sayın bakanımız yaptığı açıklamayla sadece bu hukuki sorunu gidermemiş, aynı zamanda attığı bu cesur adımla GDO'larla ilgili gıda güvenilirliği konusunda gerek bölgemize gerekse AB'ye liderlik edebileceğini göstermiştir."
MEYVE-SEBZE ATIKLARINDAN GÜBRE ELDE EDİN
Organik çöplerin toplanması, çöp kamyonlarıyla atık alanlarına gönderilmesi ve üzerinin kapanmasının doğada yarattığı tahribat çok büyük. Oysa meyvesebze atıklarınızdan kompost yaparak hem doğaya zarar veren atık miktarınızı azaltabilir hem de toprak ve bitkileriniz için son derece faydalı bir gübre elde edebilirsiniz. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği kompost yönteminin yaygınlaşması için 27-29 Nisan'da Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi'nde Dr. Huriye Kara önderliğinde 'Kompost Atölyesi' düzenliyor. Meyve-sebze atıkları, yumurta kabukları, yaprak gibi organik atıkların biriktirilerek; yaşayan, doğal bir gübre haline getirilmesi işlemine kompostlama adı veriliyor. Atıkların içindeki mikroorganizmalar, oksijeni kullanarak organik maddeleri biyokimyasal yollarla ayrıştırıyor ve kompostu oluşturuyor. Kompost ve geri dönüşümlü atıkların ayrılmasıyla evinizden çıkan çöp miktarı hatırı sayılır ölçüde azalıyor. Evlerde yemek pişirme ve pazarlardan alışveriş etme alışkanlıklarının hâlâ var olması nedeniyle, Türkiye'de çöpün ıslak çöp miktarı da çok fazla (yüzde 60). Bu da kompostun yaygınlaşabilmesine olanak sağlıyor. Büyük şehirlerde bir kişi günde 1 kg çöp çıkartıyor. Oysa bu çöpün yüzde 70-80'lik bir kısmını kompostlayabilir ve bu sayede doğadan gelen atıkların dönüşümünü hızlandırarak bitkileriniz için besleyici bir gübre elde edebilirsiniz. (www.camtepe.org)
Figen Yanık - Sabah

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker