Almanya'da bazı gıda maddelerinde ve içeceklerde domuzdan elde edilen gıda maddelerin çıkmasına tepki gösteren sivil toplum kurumları "Müslümanlar tepkilerini hem siyasiler hem de üretici firmalar nezdinde göstermeli.

Domuz katkı maddesi hem maddi hem manevi sağlığımızı tehdit ediyor. Helal gıda konusunda hassasiyetlerimiz azalmamalı. Yeni neslimizi bu bilinçle yetiştirmeliyiz." çağrısı yaptı.

Alman tüketici kurulusu Foodwatch tarafından başta ekmek olmak üzere, domates çorbası, krem peynir, patates cipsi ve daha birçok gıdada ve bazı içeceklerde gizli domuz eti, domuz iç yağı ve domuzdan elde edilen katkı maddesinin olduğunun ortaya çıkarılmasının şaşkınlığı devam ediyor. Vatandaşları duyarlı olmaya davet eden Türk sivil toplum kurumları "Müslümanlar tepkisini göstermeli" çağrısında bulundu. "Eğer bu iddialar doğruysa vahim ve sorumsuzca bir durum. Tüketiciye ve inançları gereği domuz ve katkı maddelerini tüketmeyen tüketicilere bir nezaketsizlik. Müslümanlar bu durumu kınamalı. Tepkilerini üretici firmalar ve siyasiler nezdinde göstermeli." diyen Almanya Müslümanlar Koordinasyon Konseyi (KRM) Sözcüsü Ali Kızılkaya, siyasilerin yasal çalışmalar yaparak tüketiciyi korumaları gerektiğini belirtti.

Üreticilerden her zaman kari düşünmemelerini isteyen Kızılkaya, tüketicilerinde haklarını dikkate almaların gerektiğini kaydetti. Tüketici Bakanlığı ve siyasilerden gerekli yasal çalışmaları yapmaları gerektiğini söyleyen KRM Sözcüsü Kızılkaya "Üretici firmalara gıda maddesindeki gizli katkı maddelerini yazma mecburiyeti getirmeliler." dedi. Müslümanlara dikkatli olup şüpheli ürünlerden uzak durmalarını tavsiye eden Kızılkaya, Müslümanlardan tepkilerini ortaya koymaları çağrısı yaptı.

VATANDAŞLARIMIZ NESLİMİZİN MANEVİ SAĞLIĞI İÇİN HASSAS OLMALI
Vatandaşların helal gıda konusunda hassas davranmalarının neslin manevi sağlığı açısından önemli olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DITIB) Genel Başkan Yardımcısı Orhan Bilen, "Hassasiyetlerimiz yavaş yavaş elden gitmemeli. Yeni nesil helal gıda bilincinden uzak yetiştirilmemeli. Yediğimiz her şey hücrelerimize işliyor. Maddi ve manevi sağlığımızı etkiyor. Müslüman toplum neslini korumalı." dedi. Müslümanların ve STK'larin bilinçli davranarak tepkisini medenice hem üreticiler hem de siyasilere iletmesi gerektiğini ifade eden DITIB Genel Başkan Yardımcısı Bilen, Tüketici Bakanlığı'nın da tüketicilerin haklarını korumasını istedi.

Almanya'da Türk toplumunun gıda maddelerindeki tüketim oranının yüzde 10'ün üzerinde olduğunu ifade eden Bilen; ekmekte, baharatta, içecekte kullanılan gizli katkı maddelerinin kullanılan ürünün formunu değiştirdiğini vurguladı. Katkı maddelerinin en ince ayrıntısına kadar yazılması gerektiğini söyleyen DITIB Genel Başkan Yardımcısı Bilen, sözlerini şöyle tamamladı: "Tüketiciler hâlâ gıda maddelerinin üzerindeki 'E' kodlamaların tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor. Çözüm bakanlıkta. Müslüman toplumunun da sessiz kalmaması gerekiyor."

Tüketici Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise gıda maddelerinde kullanılan katkı maddelerinin ürünün üzerinde belirtilmesinin zorunlu olduğunu fakat gıdada kullanılan katkı maddesinin uçması veya değişikliğe uğraması durumunda yazılmayabileceği dile getirildi. Bakanlık yetkilisi Ariane Girndt, gizli katkı maddelerinin yazılması konusunda yasal bir çalışma olup olmayacağı konusunda ise bilgi veremeyeceğini söyledi.
Zaman