Son verilere göre, yarı aç yaşayanların sayısı 8,5 milyonu buluyor. Açlıkla savaşa harcamalar çok büyük,ancak bu yoldaki çabaların sonucu istenilenin tam tersidir. En fakir ülkeler küresel finans kuruluşlanına bağımlı bir duruma düşüyor ki bu,diğer sorunları doğuruyor. Eksperlerin fikrince, radikaller ve teroristlerin eylemleninin aktifleşmesi iyi düşünülmemiş stratejinin bir sonucudur.
Bağımsız eksper Aleksey Dümulin "Rusyanın Sesi" radyosuna konuşurken açlık insani bir sorun olmaktan çıkıp jeopolitik sorun niteliği aldı,dedi ve şöyle konuştu:
Benim fikrimce, açlık bilinçli olarak çözüme bağlanmıyan bir sorundur. Aç insanları idare etmek daha kolay . Çağdaş dünyada birçokları gıdanın bir silah türü olduğunu unutuyor. Böyle silahı kullanmanın şemaları ve mekanizmaları oluşturuldu. Bir ülkede açlık başlayınca Dünya Bankası Birleşmiş Milletlerin himayesinde bu ülkeye gıda alımına kredi veriyor. Sonradan ülkenin rüşvetçi rejimi gıda yardımı dağıtımına başlıyor. Anlaşılan, gıda herkes için yetersiz iken ülkenin borcu artıyor. Kreditörlerin bağımlıbir durumda bulunan hükümetlerle ekonomik ve diğer avantajlar vermeleri konusunda görüşmelerde bulunmak çok daha kolay oluyor.
SP. Dünya Bankası uluslararası örgüttür. Ancak Birleşik Amerikanın girişimi üzerine kurulduğunu ve kararlar almasına Birleşik Amerikanın eskisi gibi büyük bir etki yaptığını kaydeden Aleksey Dümulin şunları söyledi;
20.yüzyılın başlarında yaşanmış durum bunun parlak bir örneğidir. Fakir Latin Amerika ülkelerinde gıda sıkıntısı vardı. İyi kalpli ortakları olan Amerikan şirketleri de bunlara yardımda bulunuyordu. Sonucta Latin Amerika ülkelerinin borcu 1970 yıllarının sonuçlarına kadar ürkütücü oranda arttı. Günümüzde 80 ülke gıda ihtiyaçlarını karşılamıyor. Afrika ülkeleri ve Kuzey Korede gıda yetersizliği müzminleşmiş bir sorundur.
Birleşmiş Milletlerin son verilerine göre, Afrika eskisi gibi en feci durumu yaşayan bir yöredir. Devamlı kuraklık dahil iklim şartları Afrikanın gelişmeler göstermesini engelleyen etkenlerdendir. Birçok Afrika ülkelerinde politik istikrarsızlık savaş riskini doğuracak kadar büyük olduğundan tarım sektörüne yatırımların yapılmasını engelliyer bir etkendir.. Ancak Angoladaki durum, iklimin gıda sıkıntısı çekmesine sebep olan tek bir faktör olmdığını gösteriyor. L980 yıllarının sonlarında Angolada Sovyetler Birliğinin yardımıyla tarım sektörü oluşturuldu. Şimdi yapısı yıkılmış bulunuyor. Cünkü elmas,petrol üretimi, yeraltı zenginlik kaynaklarının işletilmesi tarıma oranla çok daha büyük bir kar kaynağıdır. Afganistanda buna berzer bir durum var. Büyük masrafa girmeden verimsiz topraklarda haşhaş üretmek,yatırımlar yapmakla tarımı geliştirmekten çok daha karlı bir iş. Bu ülkelerde eski köylilerin değişik radikal grupların çekirdeğini oluşturması,buna göre şaşılacak bir şey değil. Politika uzmanı Yevgeniy Boyko bu konuyu dile getirerek şunlrı söyledi:
Ailesini geçindirmek imkanları olmayanlar yasadışı iş faaliyetlerine başlıyor ya da para kazanmak için savaşcı gruplarına giriyor. Böyleleri savaşcı gruplarına daha büyük savaş gücü kazandırıyor çünkü çok şey yapmaya hazır. Bazı hallerde ideolojik propaganda yapılması gibi şeylere ihtiyac bile yok, sadece çabuk para kazanılabileceğini tanıtmak gerekir. Tek Afganistan değil,Somali de böyle durumun bir örneğidir.
Ya da Keryadaki duruma bakalım. Kenyada tarım, diğer Afrika ülkelerinkine orarla daha gelişmiş bir ekonomi sektörüdür. Oysa ki bu ülkenin tıptı Angola gibi dev bir maden ocağına dönmesi olasıdır.Yerli çiftçilerin işletmeleri bulunan yerde titan yatakları keşfedildi. Kanadanın şirketlerinden biririr titan yataklarını işletmeye başlamak sorununu çözüme bağlamak için kısa bir süre öncesine kadar çabalar gösteriyordu,ama cabaları başarısız kaldı. Sonradan Kenyanın başkenti Nayrobide ülkenin tarihindeki en kanlı bir terorist saldırı yapldı. Aş-Şabab grubunun militanları teroristler Kenya makamlarını yeni terorist saldırılarla tehdit etmeye devam ediyor. Kenya makamlarının böyle durumda Batı yatırımcılarının önerileri karşısında daha uyuşkan hareket etmeleri olasıdır. Kenyanın milyarlarca tonluk yeraltı zenginlikleri bunlar için işlenebilecek topraklardan çok daha çekici ve gıda sorununun çözümünden çok daha önemlidir.
Açlık radikalizmi besleyen bir etkendir
Birleşmiş Milletlerin çabalarıyla hazırlanmış açlıkla mücadele programı 25 yıl kadar uygulandığ halde gözle görülür sonuçları vermedi.
YORUM EKLE
1
Brezilya'nın milli içeceği Türkiye'de
2
Kadınlar yemek yarışmasında ter döktü
3
Tesco Kipa Türkiyeden çıkıyor mu?
4
Turunçgiller böbrek kisti oluşumunu önleyebilir
5
Türk Mutfağı Eskişehir'de vitrine çıktı
6
Şeker hastalığına karşı "hünnap"la korunun
7
Silifkede sonbaharda çilek hasadı
8
İTO öncülüğünde Anuga'ya rekor katılım
9
Anuga Gıda ve İçecek Fuarında gövde gösterisi
10
Şokun yüzde 10u Templetonun oldu
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
06:24
GÜNEŞ
07:54
ÖĞLE
12:55
İKİNDİ
15:24
AKŞAM
17:47
YATSI
19:11