Dünya çapında restoran sıralandırmalarının belki de en önemlisi ‘The World’s 50 Best Restaurant’ (Dünyanın En İyi 50 Restoranı). İngiliz dergisi Restaurant Magazine’in 10 yıldır düzenlediği yarışmanın ödül töreni, her sene İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenleniyor. Bu yıl da 30 Nisan’da aynı yerde tören yapılacak. Bugüne kadar listeye giren tek Türk restoranı, Hünkar Lokantası oldu. 2007 yılında, yarışmanın ‘En İyi İkinci 50’ listesine girmeyi başaran Hünkar’ın üçüncü kuşak temsilcisi Uğurcan Ügümü, bu nedenle duyduğu gururu saklamıyor. Uğurcan Ügümü, bu yıl da ‘En İyi İkinci 50’ listesine gireceklerinden ve 30 Nisan’da Londra’da ödül alacaklarından emin. Unutmadan belirtelim; Uğurcan Bey, bu yılki yarışmanın jüri üyelerinden biri aynı zamanda. Gurmeler, gazeteciler, restoran sahipleri ve şeflerden oluşan toplam 800 kişilik bir jüri restoranlara oy veriyor.
Dünya üzerindeki tüm restoranlar aday olabiliyor. Çünkü herhangi bir ölçü, kural ya da standart yok yarışmada yer almak için. Karar, tamamen jüri üyelerinin görüşlerine, damak tatlarına ve tecrübelerine bırakılmış. Örneğin, son derece pahalı şarapların satıldığı, üst düzey servis yapılan bir restoran listeye girerken, çok salaş ama lezzetli menüler sunan ve samimi ya da ilginç bir yemek tecrübesi yaşatan başka bir lokantanın ödülü alması sürpriz olmuyor.
62 yıllık lezzet serüveni
Biraz da ödüllü Hünkar Lokantası’nın geçmişine göz atalım. Osmanlı yemekleriyle ünlenen Hünkar’ın kimi irmik helvasını yere göğe sığdıramaz, kimi beğendisini... Kimi aşuresini tek geçer, kimi ayvalı yahnisini... Hünkar’ı yaratan Talip Ügümü 11 yaşında bulaşıkçılıkla başlamış bu işe. 17 yaşında Erzurum’da ilk lokantasını açmış.
1950 yılında ise İstanbul-Fatih’de Hünkar’ı hizmete kazandırmış. Kendisinden sonra bayrağı oğulları Faruk, Feridun ve Galip Ügümü devralmış. Özellikle de Feridun Bey. Aile, önce Etiler, sonra Nişantaşı’na Hünkar’ı kazandırmış. Babadan oğula süren lezzet yolculuğunda şimdi Feridun Bey’in oğlu Uğurcan Ügümü işi devralıyor. Tatillerde staj-çıraklıklar, babasıyla çıktığı yemek odaklı yurt dışı seyahatleri, önce İsviçre’de sonra İngiltere’de yaptığı ‘ağırlama yönetimi’ eğitimi derken Uğurcan Bey genetik mirası sağlamlaştırmış. Şimdi “Dedem gibi tüm ömrünü önce yemek yapmaya, sonra yemek yemeye adamış birinin torunu olarak kendimi şanslı görüyorum” diyor.
Posta

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker