123 yıllık Lezzet Çınarı Ramazan’a hazır!

1888 yılında Sultan 2. Abdülhamit’in talimatıyla açılan Hacı Abdullah Lokantası, 123. kuruluş yılını Ramazan coşkusuyla kutluyor. Saray mutfağının günümüzdeki yegane temsilcisi olan işletme, bir ‘lezzet çınarı’ gibi Türk Mutfağı’nı geleceğe taşımaya devam ediyor…

123 yıllık Lezzet Çınarı Ramazan’a hazır!


Hacı Abdullah Lokantası, Beyoğlu’nda Ağa Camii’nin yanı başında hizmet veren, 123 yıllık tarihiyle Osmanlı yemek kültürünü yaşatan bir mekan. Her tarafından tarih fışkıran lokanta; sadece bir karın doyurma yeri değil, adeta bir yemek müzesi. 4 ayrı bölümden oluşan ve her bölümün kendine has bir dekorasyonu olan lokanta toplam 750 metrekarelik kapalı alana sahip. Hemen her bölümde estetik bir şekilde dekore edilmiş konserve ve kompostu kavanozları var. Mevsimlik meyve ve sebzeler de sürekli göz önünde.

MÜŞTERİ DEĞİL, MİSAFİR!

Ahilik ve Lonca geleneğinin bir gereği olarak ustadan çırağa devredilerek hayatiyetini sürdüren Hacı Abdullah Lokantası’nı şu anda üçüncü kuşak 4 arkadaş yönetiyor. Genel Müdürlük görevini üstlenen Abdullah Korun, 1888’de Abdullah Efendi tarafından aynı isimle kurulan ve daha sonra Hacı Salih tarafından devam ettirilen lokantayı yönetiyor.

Ramazan ayının Hacı Abdullah Lokantası açısından bambaşka manalar ifade ettiğini anımsatan Abdullah Korun, mutfaklarından salon düzenine kadar, ellerinden geldiği kadar saray mutfağının özelliklerini yaşatmaya gayret ettiklerini anlatıyor.

Hacı Abdullah geleneklerinin başında ‘müşteri’ yerine ‘misafir’ algısının olduğuna dikkat çeken Korun, “Her Ramazan’da olduğu gibi bu yıl da kadim misafirlerimizle Ramazan iklimini yaşayacağız. Şimdiden büyük bir teveccüh var. Gerek kurum, gerekse kişiler olarak yüksek oranda bir taleple karşı karşıyayız. Bu bize memnuniyet veriyor.” şeklinde konuşuyor.

LEZZET HAZİNELERİNİ PAYLAŞIYOR

Ramazan’ın bir diğer anlamda paylaşmak olduğunu dile getiren Korun, “Maddi ve manevi anlamda, azami ölçülerde paylaşmamız gereken bir iklimi yaşayacağız. Hacı Abdullah Lokantası olarak geçmişimizi, tarihi birikimlerimizi ve emsalsiz saray lezzetlerini misafirlerimizle paylaşacağız.” ifadelerini kullanıyor.

Hacı Abdullah Lokantası’nda, hergün farklı şekilde yüzden fazla yemek çeşidiyle misafirleri ağırladıklarını anlatan Abdullah Korun, “Bizler önemli bir misyon üstlenmiş vaziyette, Osmanlı Türk Mutfağı’nı gelecek nesillere aktarma gayreti içerisindeyiz. Omuzlarımızda bulunan bu ağır ama kutsal yük; mekanın orijinalliğinden tutun yemeklerin çeşitlerine, ev yemeği güvenine ve lezzetine kadar bir bütün olarak hassasiyet göstermemizi gerektiriyor. Bu konuda gaye sadece para kazanmak olmamalı. Elbette para kazanma isteği olacak, ancak madde ikinci planda olmalı. Zaten mesleği birinci planda tuttuğunuz zaman diğeri kendiliğinden oluyor. Ben mesleğe başladığım 50 sene önceki mesleki heyecanımı bu gün de sürdürüyorum. Hala ‘misafirimi nasıl daha memnun edebilirim’ düşüncesindeyim.” şeklinde konuşuyor.

TÜRK MUTFAĞINI TANITIYOR

Hacı Abdullah Lokantası’nda sürekli olarak daha ileriye ve daha güzele yönelik çalışmaların olduğuna işaret eden Korun, “Son dönemlerde yerli basının ilgisine paralel bir çok yabancı gazete ve televizyon, Hacı Abdullah’ı tanıtan, öven haberler yapıyor. Avustralya, Japonya, Malezya, Hollanda, Yunanistan, Ukrayna ve Rusya televizyonları uzun uzun haberler yaptı. Böylece leziz ürünlerimizle hem ülkemizin hem de mutfağımızın tanıtımı konusunda önemli bir görev yerine getiriyoruz.” diyor.

Korun, “Sultan II.Abdülhamit Han’ın resmi müsaadesi ile açılan lokantamız o günden bu güne aynı “tadı” muhafaza etmiştir. Bunu, 123 yıl önce yemek yiyen ve bugün de lokantamızı şereflendiren Osmanlı Hanedanı temsilcilerinin şeref defterimizdeki yazdıklarından öğrenmek mümkündür.” cümleleriyle Hacı Abdullah ayrıcalığını özetliyor.



YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52