Gıdavitrini - Gümrük ve Ticaret Bakanlı'ğının gıda terörü ile ilgili Tü-Mer'e verdiği cevabı ve son zamanlarda damacana sularla ilgili gelişmeleri değerlendiren Tüketici Hakları Merkezi Genel Başkanı Av. Faruk Hançer,  “Ayıplı gıda ile ilgili yasa çalışması hazırlığını olumlu buluyor, damacana sularında yaşanan olumsuzlukların  nedeni olarak denetimlerin etkisiz ve yetersizliğini görüyoruz." dedi.

Tüketici Hakları Merkezi (TÜ-MER) Genel Başkanı Av. Faruk Hançer, son günlerde yaşanan gıda skandallarıyla ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı:

"Daha önce tüketiciye ayıplı mal sattığı gerekçesiyle kamuoyuna teşhir edilen firmaların ürünleri, tüketici kanunu gereğince ayıplı olduğuna ve bu durumda tüketicinin ödediği bedeli geri alma hakkı doğduğuna ilişkin yapmış olduğumuz “sahte alan tüketiciler ne olacak?” başlıklı açıklamamız karşısında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı konuyu değerlendirerek; "...ayıplı mal ve hizmet satışından dolayı mağdur olan tüketicilerin müracaatlarına gerek kalmaksızın ücret iadelerini alabilmeleri yönünde resmi kurumlarca gerekli girişimlerde bulunulmasına ilişkin talebinizle ilgili olarak 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında herhangi bir düzenleme yer almadığından Genel Müdürlüğümüzce yapılacak bir işlem bulunmamakta, ancak; söz konusu husus, mevzuat değişikliği çalışmaları sırasında değerlendirilmek üzere kayıt altına alınmıştır."şeklinde sonuca ulaşmıştır.

Bu çalışmanın başlatılmış olmasını önemli bir eksikliğin giderilmesi olarak görmekle birlikte milyonlarca tüketiciyi mağdur eden firmaların yanına kar kalmaması açısından yasa çalışmalarının hızla neticelendirilmesi gerektiğine inanmaktayız.

Diğer yandan gıda terörü kamuoyunun gündemine geldikçe; boyutlarının ne kadar tehlikeli ve yüksek olduğu, denetimlerin ise ihbar düzeyini aşamadığı, damacana sularla birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tüketiciyi mağdur eden firmaların kamuoyunda teşhir edilmesi uygulamasını; objektif, kararlı ve istikrarlı bir şekilde sürdürüldüğü sürece desteklediğimizi daha önce belirtmiş idik. Ancak bu konuda hala ikna edici bir denetim sonucu kamuoyuyla paylaşılamamıştır. Denetimlerin üretimin her aşamasında, nihai tüketiciye ulaşana dek sürmediğini de üzülerek müşahede etmekteyiz.

Sağlık Bakanlığı daha önce kene vakıalarında olduğu gibi damacana su denetimlerinde de geç ve yetersiz kalmıştır. Yeterliliğin sağlanması için insan sağlığının yeterince tehlikeye atılması ölümlerin meydana gelmesi mi gerekir? Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur."