Damacana su sektöründe faaliyet gösteren Elmacık Su Genel Müdürü Cevat Kabataş, sağlıklı su ve sağlıklı şişeleme ve sektörün ekonomik büyüklüğüne ilişkin bilgi verdi.
''Suda sihirli değnek tüketicinin elinde'' diyen Kabataş, tüketici bilinçli hareket etmezse sektörün doğru yöne gitmeyeceğini de sözlerine ekledi.

İlgili yönetmeliğe göre ''ozon''un sadece suyun içindeki zararlı mineralleri ayrıştırmak için kullanabileceğine dikkati çeken Kabataş, ''Ozonsuz üretim yapabilmesi için bir firmanın makine parkurunu, tesisini yenilemesi gerek. Bunun için en az 15 ila 20 milyon lira arasında bir maliyet yapması gerek. Boru hatlarının tamamen yenilenmesi lazım. Bu suyu nereden getirdiğinize bağlı. Bu da birkaç milyon lira maliyet demektir'' dedi.

Kabataş, BPA'sız damacana konusunda ise, ''BPA, 'Bispfenol-A' olarak bilinen maddenin kısaltılmış simgesidir. Polikarbon plastiklerde iç kısmında kaplama malzemesi olarak kullanılır. Damacanaların sertleştirilmesinde ve dayanıklığının arttırılmasında kullanılan kimyasal bir maddedir. Biz firma olarak BPA'sız damacana kullanıyoruz. Bunun tedarikçisi Türkiye'de tek bir firma. Türkiye'de üç büyük su şirketi de buradan BPA'sız damacana almaya başladı, hatta tesisin tamamen kendilerine bağlanmasını dahi talep ettiler. Bu güzel bir haber'' değerlendirmesini yaptı.

Doğal suda katkı olmamalı
Cevat Kabataş birçok firmanın yönetmeliğe aykırı olarak üretim yaptığını savundu. Doğal mineralli su ve kaynak suyuna hiçbir madde eklenmemesi gerektiğini belirten Kabataş, sadece içme suyu için ozon kullanılabileceğini söyledi. Bu durumda da şişenin üzerine kahverengi bir etiketle içme suyu ibaresi yazılmasının şart olduğunu ifade eden Kabataş ancak sektördeki çoğu firmanın bu kurala uymadığını söyledi.

''Sektörde 294 firma faaliyet gösteriyor''
Türkiye'deki su sektörünün büyüklüğü hakkında da bilgi veren Kabataş, ''Türkiye'deki su sektörünün büyüklüğü 3 milyar 700 milyon liradır. Bunun yüzde 67'si damacanadan ve yüzde 33'ü pet şişeden gelmektedir. Litre olarak da 10 milyar 500 milyon litre. 2011 büyümesi yüzde 11'lerde kalmış, 2010'da yüzde 20 ila 23 arasında büyümüş. Nisan 2012 rakamlarına göre ise pazar ciroda yüzde 23, volüm litre olarak ise yüzde 16 büyümüş. 2012 sene sonu tahminimiz de ciroda yüzde 20 seviyesinde büyüme olacağı noktasındadır. Bu da 4 milyar 200 milyon lira olur. Sektörde 294 firma faaliyet gösteriyor'' ilgisini verdi.

''Denetim ve teşhirler eliminasyona yol açacak''
Sağlık Bakanlığı'nın damacana konusundaki incelemeleri ve teşhirlerine dikkati çeken Kabataş, ''Küçük firmalar bundan çok daha fazla etkilenecek. Damacana sektörünün bundan çok fazla etkileneceğini sanmıyorum. Burada bir eliminasyon olacak. Firmalar daha sıkı aralıklarla denetlenecek. Tüketiciler bilinen büyük markalardan su alsın. Büyük firmalarda ufak sorunlar da çıksa bunlar kısa sürede giderilir. Tüketiciler az para vereceğim diye kendilerinin ve ailelerinin hayatını riske atmasın. Tüketici bilinçli davranırsa küçük firmalar ya birleşecek ya da yatırımlarını arttıracaklar'' yorumunu yaptı.

Burada esas rolün tüketicide olduğunu söyleyen Kabataş, ''Tüketicinin sorgulaması lazım ve gittiği yere marka sorsun. Satış noktası genelde en uygun fiyatlı suyu sunuyor. Tüketici sorgularsa mecburen satış noktası suyu değiştirmek veya diğer büyük markaları da bulundurmak zorunda kalacak. Tüketici piyasayı regüle eder. Devletten ziyade tüketiciye çok önemli görev düşüyor'' ifadelerini kullandı.

''Sağlığınız için günde bir kaç lirayı önemsemeyin''
Tüketicilere sağlıklı su konusunda önerilerde bulunan Kabataş, ''Ailenize haftada bir damacana alıyorsunuz. Kaliteli bir suya 7 ila 8  lira veriliyor. Bir kaç lira fark vermeli. Sigaraya günlük 6 ila 7 lira para veriliyor. Sağlığınız için de bir kaç lira fazla verilebilir. Dünyanın saygın üniversitelerinden Harvard ve Peninsula yaptıkları bilimsel çalışmalarında örneğin BPA maddesinin çocuklarda hiperaktivite, kız çocuklarında erken ergenlik, ileri yaşlarında kısırlık, kalp rahatsızlığı, obezite gibi bir çok rahatsızlığa yol açtığına değinildi. Bu sebeple BPA'sız damacana kullanılmasını tavsiye ediyoruz'' dedi.

Kaynak suyu ve doğal mineralli su konusunda da kavram karışıklığı hakkında yorumlarını aktaran Kabataş, ''Kaynak sularına doğal kaynak suyu yazılıyor. Bu yanlış. Yönetmeliğe aykırı. Büyük markalar dahi kaynak sularının önüne doğal yazıyor. Tüketici burada kandırılıyor. Bakanlığın buna müdahale etmesi gerek'' uyarısında bulundu.

''Suda sihirli değnek tüketicinin elinde''
Tüketicinin su alırken doğal mineralli olmasına dikkat etmesi gerektiğini anlatan Kabataş, ''Doğal mineralli sular Avrupa ve Amerika'da diğer sulara göre en az yüzde 50 daha yüksek fiyatlıdır. Türkiye'de ise fiyatları kaynak suları ile aynı olmasına karşın, bilinçsizlik nedeniyle tercih sebebi değil. Su önemli bir mineral kaynağıdır. İnsanların günlük alması gereken mineraller var, bunun önemli bir kısmını sudan alırsınız. Sudan alamadığınız mineraller çocuklarda kemik gelişimine engel olur'' dedi.