Değişimin hızına yetişemiyoruz
Adına 'değişim' denilen, 'oldu bittiler'i de çabucak kabullenebiliyoruz.
* * *
Örneğin: Şeker
7-8 yıl önce şeker pancarından şeker üretiminin, diğerlerine göre çok daha sağlıklı olduğunu söylüyorduk.
Milyonlarca kişiye aş ve iş sağlayan şeker pancarının ekonomik, stratejik ve sosyal boyutunu anlatıyorduk.
Şeker pancarı ile üretimin kısa dönemde maliyeti yüksek gibi görünse de, uzun dönemde büyük avantajlar barındırdığını izah etmeye çalışıyorduk.
Ve şeker pancarı ile üretimin bitirilmeye çalışıldığına dikkat çekiyorduk.
* * *
2007 yılı Ağustos ayında bu köşede yayımlanan yazımdan alıntı yaparak başlayayım:
"Şeker rejiminde köklü değişiklik kararı alan Avrupa, şeker reformunu geçtiğimiz yılın Temmuz ayında uygulamaya başladı. Buna göre pancar alım fiyatı 2010 yılına kadar yüzde 40 oranında düşürülerek tonu 26 Euro'ya, şekerin ton fiyatı ise 400 Euro seviyesine indirilecek.
Ancak Avrupa'nın 'reform' dediği şeyin yanında, şeker pancarı ile şeker üretiminde verimi artıracak çalışma başlatması ve görüntüde fabrika kapatırken, diğer taraftan kalacak fabrikalarda kapasite ve verimlilik artışına gitmesi üretimin daraltılması değil aksine artırılması anlamına geliyor."
Söylediğimiz çıktı ve Avrupa ülkelerinde şeker pancarı ile üretim arttı.
* * *
Türkiye'mi?
O günkü tartışmalar, bugün çok daha farklı bir boyut aldı.
Şeker pancarından üretimi bir kenara bıraktık/bıraktırıldık!
Ama yetmedi!
Şimdi nişasta bazlı şekerde kota tartışması başladı.
Tasarı halindeki yeni Şeker Kanunu bu tartışmaya zemin hazırladı.
* * *
Ülkemizde 990 bin ton civarında nişasta bazlı şeker üretimi yapılıyor.
Bunun 590 bin tonunu 5 şirketin (Cargill, Amilion, Ülker&Cargill, Tat Nişasta ve Sunar Mısır) 6 fabrikası üretiyor.
Kalan 400 bin tonu ise kotasız 4 fabrikada (Ak, GSF, Beşan, Ay) üretiliyor.
* * *
Kotasız fabrika temsilcileri şöyle diyor:
"Kotalı fabrikalar kendilerine tahsis edilen kota miktarındaki ürünü iç piyasaya satıyor, kota dışı miktarı ise düşük fiyatla ihraç ediyor.
İşte bu noktada, ihracata yönelik kurulan diğer kotasız fabrikaların rekabet şansı ortadan kalkıyor ve monopolleşen bir yapı nedeniyle haksız rekabet oluşuyor.
Bunun yanı sıra kota sahibi fabrikalar, kotasız fabrikalara, "Siz iç piyasaya mal satamazsınız, ihraç amacıyla kuruldunuz." diyor ve bunu Türkiye Şeker Kurumu kanalıyla da denetlettiriyor.
Dolayısıyla liberal ekonomi kurallarına ters bir uygulama ortaya çıkıyor."
* * *
Ayrıca
Nişasta bazlı şeker üretimindeki artış, mısır üretimini de artırıyor.
Bu boyutu ile mısır üreticileri ile şeker pancarı üreticileri de karşı karşıya geliyor.
* * *
Bu çok taraflı sorunda 'orta yolu' bulmak hükümete düşüyor.
Ferit Barış Parlak / dunya.com
Nişasta bazlı şeker üretiminde kim haklı?
Kotalı fabrikalar kendilerine tahsis edilen kota miktarındaki ürünü iç piyasaya satıyor, kota dışı miktarı ise düşük fiyatla ihraç ediyor.
YORUM EKLE
1
Ekonomik krize karşı ilaç gibi geldi!
2
Baktad'da Mehmet Yıldırım güven tazeledi
3
Perakendeciler yurt dışına açılıyor
4
Tarçın alzheimer riskini azaltabilir
5
Rafta bekleyen büyük tehlike!
6
Et ve zeytine sıkı denetim geliyor
7
Antioksidan için mükemmel bir kaynak: Domates
8
Tüketiciden 150 bin gıda şikayeti geldi
9
Çaykur çayları Suudi Arabistanda
10
Sucukta yeni bir skandal daha!
SON DAKİKA HABERLERİ
ANKETTüm Anketler
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
06:22
GÜNEŞ
07:52
ÖĞLE
12:55
İKİNDİ
15:25
AKŞAM
17:48
YATSI
19:12