Tarım sektörü, bu hedef doğrultusunda yapısal sorunlar yaşasa da önemli bir değişim geçirerek, çok yönlü bir karakter kazanmaya başladı. Sektör, artık ürünün paketlenmesinden tüketicilere ulaştırılmasına kadar tüm aşamalarda faaliyet gösteren 'çağdaş tarımsal işletmeler' şeklinde yeniden yapılanıyor. Artık klasik ve verimsiz üretim modeli bir kenara bırakılarak, verimliliği esas alan 'modern' tarım işletmelerine geçiliyor.
İHTİYAÇLAR ARTIYOR
Bu süreçte tarım sektörünün ihtiyaçları da doğal olarak, daha 'karmaşık' hale geliyor. Üretici, sanayici ve tüketici entegre şekilde yeni yapılar ortaya koydukça, yeni sistemler yeni beklentiler yaratıyor. Bu alanda önemli unsurlardan birisi de finansman sıkıntısı olarak öne çıkıyor. İşti bu noktada da bankacılık hizmetleri devreye giriyor. Son yıllarda birçok banka, 'tarım bankacılığı' adı altında konuya eğilmiş durumda. Kredi vermenin de ötesinde üreticiyle, çiftçiyle aynı havayı solumaya başmış olan Türk bankacılık sistemi sektörün yeniden şekillenmesinde büyük rol oynuyor. Bazı bankalar ziraat mühendisi istihdam edip, köy köy dolaşırken, bazı bankalar ise hasat zamanına göre kredi vermeye kadar götürüyor işi. Bu finansman gücü de Türk tarımını hedeflediği noktaya çok daha hızlı ulaştırıyor.

Dünya nüfusu 9 milyara çıkacak
ABD'li Tarım Bilimci Lester Brown'un analizlerine göre dünya nüfusu, 1970'ten beri neredeyse iki katına çıktı ve bu yüzyıl ortasında 9 milyara varması bekleniyor. Bu sırada, 3 milyar kişi, gıda zincirinde normalden daha fazla et, süt ve yumurta tüketiyor. Çin ve diğer ülkelerde daha fazla aile "orta sınıf" kategorisine ulaştıkları için, daha iyi beslenmeyi umuyorlar. Ancak, hububat-yoğun çiftlik hayvanı ürünlerinin dünya çapında tüketimi arttıkça, tüm bu hayvanları beslemek için gereken ekstra mısır ve soya filizi talebi de artıyor. Bu doğrultuda ise kaynakların yeniden gözden geçirilmesi ve modern bilimin devreye girmesi gerekiyor.
Metin Can - Sabah