Meat Science dergisinde yayınlanan araştırma, Kasım ayında Norveç’teki bir konferansta toplanan 23 bilim insanı tarafından yürütüldü. Buna göre, laboratuvar hayvanlarına sadece yüksek miktarda kırmızı et ya da işlenmiş et ürünü verilen, bağırsak sağlığına katkısı bilinen lif, sebze ya da kalsiyum yönünden zengin besin öğelerinin ise verilmediği deneyleri baz alan çalışmaların geçerliliğinin sorgulanması gerekiyor. 

İnsan beslenmesi ile benzerlik göstermeyen bu çalışmalar yanında, daha uygun olan vejetaryenler ve et tüketenler arasında yapılan karşılaştırmaların sonuçları ise birbiri ile tutarlılık göstermiyor. Araştırmaya göre; bir çalışma vejetaryenlerde daha az bağırsak kanseri vakası raporlarken, bir diğeri fark tespit edemiyor, bir diğeri ise et tüketenlerde daha az vaka buluyor. 

Bu sonuçlar nedeniyle konunun daha karmaşık olduğu ve et tüketiminden ziyade beslenmenin genel içeriği ile ilgili olduğu düşüncesi ortaya çıkıyor. 

Bunların yanı sıra et tüketimi ile kanser arasındaki ilişki, genetik ve çevresel faktörlere de uzanabiliyor. Örneğin Kuzey Avrupa ren geyiği çobanlığı yapan ve yüksek oranda et tüketen Sami ırkından bireyler, aynı bölgedeki benzer topluluklara göre daha az kolon kanserine yakalanırken, Alaska yerlileri için durum tam tersi.

Araştırmacılar bu konudaki gözlemsel çalışmaların karıştırıcı faktörleri tamamı ile devreden çıkaramadığını ve bu nedenle et tüketimi ve kanser arasında bir neden sonuç ilişkisi oluşturamadığını belirtiyor. Bunun yanında karmaşık yapıya sahip ve kırmızı et ya da işlenmiş et ürünleri ile birlikte başka besinlerin de tüketildiği diyetlerin bağırsak kanseri riskini azalttığı, genel olarak dengesiz beslenmenin ise riski artırdığı gözleniyor.

Çalışmada ayrıca et tüketiminden kaynaklanan kolorektal kanser riskinin azaltılması için strateji önerileri de var. Besicilik ya da yem yolu ile etin kompozisyonunun, işleme metotlarının değiştirilmesi ve öğünlerin ya da genel anlamda beslenmenin iyileştirilmesi de öneriler arasında.

Kırmızı et ile kanser arasında olduğu iddia edilen bağlantıya ilişkin kanıtların zayıf olduğunu ortaya koyan araştırma, son dönemde yayınlanan ve hayvansal protein tüketimi en yüksek olan orta yaşlı bireylerde kanser riskinin dört kat arttığı sonucunu içeren bir çalışmanın hemen ardından geldi. Aynı çalışmada yüksek oranda hayvansal protein tüketiminin yaşlılarda koruyu etki sağladığı sonucuna da yer verilmişti.