Coğrafi İşaret Tescili’nin yöresel ürünleri koruma altına alıp değerini artırdığının altını çizen Türkiye’nin patent ve marka tescil alanında lideri olan Destek Patent, tescil başvurularında yöresel ürünler açısından Ege Bölgesi’nin öne çıktığını açıkladı.
Türkiye yöresel ürünler konusunda büyük bir zenginliğe sahip. Hemen hemen her ilin kendine özgü özellikler taşıyan bir ürünü var, ancak bazen bu ürünler iller arasında anlaşmazlık doğmasına neden olabiliyor. Bir ürünün belli bir yöreye, kente veya bölgeye ait olduğunu ispat etmenin en kolay yolu “Coğrafi İşaret Tescili”nden geçiyor.
Türkiye’de 30 yıldır patent ve marka tescili konularında hizmet veren Destek Patent, coğrafi işaret tescilinin temel amacını coğrafi kaynak gösteren ürünlerin adlarının koruma altına alınmasını sağlamak olarak belirtiyor. Ürünleri coğrafi işaret ile tescillenen ilgili yörede üretim yapan üreticiler, tescilin sağladığı korumadan öncelikli olarak yararlanabilir, coğrafi işarete konu ürünlerinin kaliteleri korunur ve tüketici tercihleri için markalarının “garanti sunan” bir yol gösterici olması sağlanır.
İzmir’in boyozu, Akhisar’ın köftesi tescilleniyor
Destek Patent, son yıllarda artan Coğrafi İşaret Tescili başvurularında özellikle Ege Bölgesi’nin yöresel lezzetlerinin öne çıktığının altını çiziyor. İzmir’in boyozu, kumru ekmeği, lokması, Nazilli pidesi, Akhisar köftesi gibi Ege Bölgesi’ne ait pek çok yöresel lezzet Destek Patent vekilliğinde tescil başvurusunda bulundu.
Ulusal markalarla yarış
Türkiye’de çok fazla ve çok başarılı yerel marka bulunduğunu söyleyen Destek Patent Ege Bölge Müdürü Süleyman Zemin, “Destek Patent’in marka tescili, patent başvurusu ve coğrafi işaret tescili gibi hizmetleriyle yerel markalar ulusal marka olma yolunda önemli adımlar atıyor. Destek Patent’e gelen coğrafi işaret tescili müracaatlarında Egelilerin başta gıda ürünleri olmak üzere yöresel ürünlerinin tescili açısından ne kadar hassas olduğunu görebiliyoruz” dedi. Süleyman Zemin şöyle devam etti:
“Yerel markalar bölgelerinde önemli başarılara imza atıp pazar payı ve ürün kalitesi olarak ulusal markalarlar yarışabilecek seviyeye çıkıyor. Yöresel ürünlerin yavaş yavaş ulusal marka haline gelmeye başlaması bizi sevindiriyor.”
Yöresel değerler ancak tescille korunur
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz de coğrafi işaret tescili konusunda şunları söyledi: “Yöresel değerlerimize sahip çıkmalıyız. Yöresel lezzetlerimizi, bir bölgenin adı ile özdeşlemiş ürünlerimizi korumanın ve bu ürünlere sahip çıkmanın tek yolu tescil korumasıdır. Bu yolla hem resmi kurum tarafından tescilli bir işaret olunacak, hem de ürünün taklitlerinin önüne yasal yollardan geçilmesi sağlanabilecektir.
Kurumsallaşma, markalaşma ve patent tescili bilinci ülkemizde ve yerel markalarda hızla gelişiyor ve artış gösteriyor. Bu sayede ürünler taklit edilemiyor ve üreticilerin hakları korunuyor. Yeni Patent ve Marka Kanunu’nun da TBMM’de yasalaşmasının ardından yerel markaların ulusal markalarla hatta global markalarla rekabet edeceği bir pazar ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Kurumsallaşma, markalaşma ve patent tescili bilinci ülkemizde ve yerel markalarda hızla gelişiyor ve artış gösteriyor. Bu sayede ürünler taklit edilemiyor ve üreticilerin hakları korunuyor. Yeni Patent ve Marka Kanunu’nun da TBMM’de yasalaşmasının ardından yerel markaların ulusal markalarla hatta global markalarla rekabet edeceği bir pazar ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Coğrafi işaretler hangi kriterlere göre tescil edilmektedir?
Coğrafi işaretler ‘menşe adı’ ve ‘mahreç işareti’ olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ilki olan menşe adı tescili için gereken şartlar;
1) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan, bölge veya çok özel durumlarda ülkeden kaynaklanması;
2) Tüm veya esas nitelik veya özellikleri bu yöre, alan veya bölgeye özgü doğa ve beşeri unsurlardan kaynaklanması;
3) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinin tümüyle bu yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılması.
Mahreç işaretinin şartları ise;
1) Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, alan veya bölgeden kaynaklanması;
2) Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle bu yöre, alan veya bölge ile özdeşleşmiş olması;
3) Üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az birinin belirlenmiş yöre, alan veya bölge sınırları içinde yapılması gerekir.
Güncelleme Tarihi: 08 Mayıs 2014, 12:46