vurguladı.
TPE Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, coğrafi işaretlere ilişkin DÜNYA'ya açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin coğrafi işaret bakımından son derece zengin olduğunu belirten Asan, "Ancak bu zenginlik, değeri bilindiği zaman ve değerini bilecek kişilere ve yerlere ulaştığında bir anlam ifade eder" dedi. Mevcut 157 adet tescilli işaretin bulunduğunu dile getiren Asan, 234 civarında coğrafi işaret başvurusuyla ilgili işlemlerin devam ettiğini ifade etti. Asan, "Ayrıca ülkemizden Avrupa Komisyonuna 4 coğrafi işaret için başvuru yapılmıştır" diyerek coğrafi işaretlerin uluslararası platformlara taşınması için, özellikle AB nezdinde yapılan başvuru sayısının arttırılması gerektiğini vurguladı.
Kalite ve garanti işlevi önemli
Coğrafi işaretlerin yöresel özellikli ürünlerin belirli bir bölgeden kaynaklandığını ve sadece o bölgede bulunabilecek karakteristik özellikler taşıdığını ortaya koyan en önemli gösterge olduğunu ifade eden Asan, "Bu özelliği itibariyle coğrafi işaretler, tüketicilerin ürünlerden beklediği kalitenin ve güvenilirliğin sağlanması ve sürdürülmesinin garanti edilmesi konusunda önemli bir işlev yükleniyor. Biz TPE olarak ülkemizde coğrafi işaretler de dahil olmak üzere sınai mülkiyet haklarıyla ilgili başvuru ve tescil işlemlerini yürütüyoruz. Ancak coğrafi işaretler, kendine has özellikleri nedeniyle, diğer sınai mülkiyet bileşenlerinden farklı bir konumda yer alıyor. Diğer sınai mülkiyet hakları, patent olsun, marka olsun, tasarım olsun, tescil sahibine bir tekel hakkı sağlarken, coğrafi işaretler daha çok bir bölgeye, bir yöreye hitap ediyor. Esasında olaya bu açıdan baktığımızda soysal boyutu olan son derece önemli bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Coğrafi işaret tesciliyle, bir bölgenin kültürü, iklimi ve coğrafyasından kaynaklanan ve özel nitelikleriyle öne çıkan ürünlerin ve bu ürünlere değer katan temel niteliklerin korunması amaçlanıyor.
Coğrafi işaret sistemi, coğrafi ürünlerin ‘gerçek üreticiler' tarafından üretilmesini hedeflemekle birlikte, tüketicinin ve genel olarak toplumun genel değerlerinin korunmasını da sağlıyor" şeklinde konuştu.
Yasal bir çerçeveye kavuşturulacak
TPE olarak, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) bünyesinde faaliyet gösteren Fikri, Sınai Mülkiyet Hakları ve Ar-Ge Teknik Komitesi bünyesinde, coğrafi işaretlerle ilgili mevcut denetim sisteminin değerlendirilmesi ve AB müktesebatı çerçevesinde ele alınması konusunda bir çalışma yürüttüklerini belirten Asan, "Ayrıca, ülkemiz sınai mülkiyet sisteminin geneline yönelik düzenlemeler içeren, geçtiğimiz aylarda hazırlanan ve şu anda Başbakanlıkta olan Kanun Taslağı'nda coğrafi işaretlere ilişkin de önemli düzenlemeler öngörüyoruz" dedi. Söz konusu taslakta coğrafi işareti tescil ettiren kişinin münhasır bir hakkın sahibi olamayacağına ilişkin hükmün bulunduğunu söyleyen Asan, "Bu hüküm özellikle, tescil ettiren kişinin piyasada rekabeti bozacak şekilde davranmasını engelleme bakımından büyük önem taşıyor" dedi.
Buna ek olarak, coğrafi işaret denetim raporlarının enstitüye 10 yıl yerine 2 yıllık dönemler halinde sunulması zorunluluğunun geldiğini kaydeden Asan, "Bu sayede coğrafi işaretlerin denetim sistemi daha etkin bir hale getirilmiş olacak" dedi. Asan, taslakta, coğrafi işaret başvuru sürecinin de kolaylaştırıcı ve maliyet azaltıcı düzenlemelerin yer aldığını ifade etti.
dunya.com
