Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, Başbakanlık Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun Portföy B ve C şeker fabrikaları özelleştirme kararını iptaline ilişkin, "Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde, artık pancar üreticilerin, şeker işçilerinin, çalışanların ve kamunun içinde olduğu yeni bir model geliştirilmesi lazım. Biz, şeker pancarı üreticileri ve şeker fabrikalarının işçileri olarak şeker fabrikalarına talibiz" dedi.

Gök, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) 18 Ağustos 2008 tarihli kararıyla Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye ait Portföy B (Malatya, Erzincan, Elazığ ve Elbistan) ile Portföy C (Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba) şeker fabrikalarının özelleştirme programına alındığını hatırlattı. Söz konusu şeker fabrikalarının varlık satışı şeklinde ve pazarlık usulü ile özelleştirilmesine ilişkin nihai pazarlığın 29 Kasım 2011 tarihinde tamamlandığını belirten Gök, söz konusu 10 fabrikanın yaklaşık 1 milyar dolar bedelle özelleştirildiğini belirterek. şöyle devam etti:
"İhale tamamlanmış ve fabrikaların devri söz konusuydu. Tam bu aşamada, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye ait 10 şeker fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin nihai pazarlık görüşmeleri tamamlanmış olan ihaleler, Başbakanlık Özelleştirme Yüksek Kurulu 9 Ekim 2012 tarih ve 2012/151 sayılı kararıyla iptal edildi.

İhalenin iptal edilmesi, bu fabrikaların tekrar satışa çıkmayacağı anlamına gelmez ama buradaki incelik şu, hiçbir pürüzü kalmamış, mahkeme tarafından iptal edilmemiş bir satışın iptali, şeker sektöründe yapılan yanlışa 'dur' demektir. Bu açıdan bizim için çok önemli. Başbakan Erdoğan, bu ihaleyi durduk yere iptal etmedi. Biz, iptalin gerekçesinin satışı yapılmış B ve C grubundaki toplam 10 fabrikanın yarattığı değerler ve fabrikaların arazisi bedelleri olduğunu düşünüyoruz. 10 fabrika, yaklaşık 1 milyar dolar bedelle özelleştirilmişti ama sadece Malatya Şeker Fabrikasının arazi değeri yaklaşık 540 milyon lira. Bu yönüyle baktığımızda, 10 fabrikanın arazi değeri, özelleştirme bedelinin kat kat üstündeydi."

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde yeni model önerisi
Şeker-İş Genel Başkanı Gök, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ihalesinin iptal edilmesi ile "Türkiye'nin bir yanlıştan döndüğünü" söyledi. Bundan sonraki süreçte, şeker sektörünün enine boyuna masaya yatırılması gerektiğini belirten Gök, şunları kaydetti:

"Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde artık pancar üreticilerin, şeker işçilerinin, çalışanların ve kamunun içinde olduğu yeni bir model geliştirilmesi lazım. Biz, şeker pancarı üreticileri ve şeker fabrikalarının işçileri olarak şeker fabrikalarına talibiz. Birbirini denetleyebilen unsurların bulunduğu yeni bir modelle iyi bir üretimi yakalayabiliriz, dünyayla rekabet edebiliriz. Bunun en büyük örneği, Konya Şeker. Konya Şeker, 8 yılda 1 milyar 200 milyon dolar yatırım yaptı, istihdam yarattı. Demek ki Türk işçisi ve Türk çiftçisinin bunları yapabilecek yeteneği var. Artık insanımıza, sivil toplum örgütlerimize güvenmek gerek."

"Şeker fabrikalarının yatırım değeri, 3 milyar doların üzerinde"
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlatılan "Şeker Sektörünün Özelleştirilmesi Strateji Raporu"nun "çiftçiye devir" başlıklı bölümünün kamuoyundan ve siyasilerden gizlendiğini öne süren Gök, kendilerinin raporu, ancak mahkeme yoluyla alabildiklerini söyledi. Raporu, özelleştirme sürecinde kamuoyuna duyurduklarını anlatan Gök, "Böyle bir arefede sayın Başbakanımızın bu özelleştirmeyi durdurması Türkiye'nin kayıplarını önlemiştir" dedi.
ÖYK'nın iptal kararının şeker fabrikalarının kapanmasını önlediğini dile getiren Gök, şeker fabrikalarının yatırım değerinin bugünkü rakamlarla 3 milyar doların üzerinde olduğunu vurguladı. Türkiye'nin kaba yem ihtiyacının bir bölümünün pancardan elde edildiğine işaret eden Gök, yenilebilir enerjinin en iyi ham maddelerinden birinin de pancar olduğunu, pancarın biotenol üretiminde kullanıldığını anlattı.

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi durumunda şeker işçisinin kaybedeceği bir şey olmadığını dile getiren Gök, "Şeker işçisinin bir bölümü emekliliğini doldurmuş. Özelleştirme durumunda, geriye kalan 3-4 bin kişiyi devlet başka bir yerde de istihdam edebilir ama Türkiye 3 milyar dolara yakın katma değer kaybedecektir, 6 milyar dolara yakın kaba yem kaybedecektir. Türkiye'nin kaybı her yıl katlanarak gidecektir" diye konuştu.

Dünyada nişasta bazlı şekerlerin, obeziteden kansere, gece körlüğünden antibiyotik direncine kadar pek çok hastalığa neden olduğunun uzmanlar tarafından dile getirildiğini hatırlatan Gök, "Fransa, nişasta bazlı şeker kullanımını sıfırladı. Kişi başına nişasta bazlı şeker tüketimi AB ülkelerinde 1,5 kilo iken Türkiye'de 6 kilo. Nişasta bazlı şeker, Türk halkına dayatılmak isteniyor. Türk halkının sağlığı ile oynanıyor" iddiasında da bulundu.