Rusya-Türkiye ilişkileri, bilindiği gibi, gelişiminin zirvesinde bulunuyor. İki ülke arasındaki işbirliği halihazırda oldukça geniş alanlara yayıldı. Hem siyasette, hem askeri alanda, hem ticarette, hem de turizmde bağlar güçlendiriliyor. İki ülke arasındaki ticaret hacmi 35 milyar doları buldu. Bu yıl Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı 4 milyona ulaşırken Rusya’ya gelen Türk turistlerin sayısı da yıldan yıla artıyor.

Elbette, herhangi bir ilişkide olduğu gibi, bazen sorunlar yaşanıyor. Örneğin, gümrük mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle yüklere el konulması. Ancak bu tür anlar, işbirliği sürecinin normal bir hızla şu veya bu alanın kurallarına uygun olarak ilerlediğini gösteriyor.

Böylece ilişkiler, geleneksel turizmle yetinmeyip birçok boyutta ve farklı vektörlerde gelişiyor. Örneğin, Moskova Belediye Başkanı Sobyanin, kentte tarım ve gıda çarşısının oluşturulmasını teklif etti. Teklif, federal düzeyde ele alındı.

Moskova Yatırım İdaresi Başkanı İlya Kuzmin, 3 Aralık’ta Rusya Devlet Duması Yabancı Yatırımlar Konseyi Başkanı Aleksey Lihaçev ve Türkiye Tarım Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu arasında bir toplantının gerçekleştiğini bildirdi. Rus tarafı, Moskova’nın kuzey ve güneyinde Paris’teki Rungis toptancılık pazarına benzer iki tarım çarşısının oluşturulması projesini sundu ve Türkiye’ye bu projeye katılmayı teklif etti. Türk tarafı, yatırımlarından finansal getirinin alınması ve Türkiye vatandaşları için kalıcı iş ve zamanında yapılan ödemeler gibi yararlara işaret ederek Türkiye’den bu projeye katılacak işadamlarını tanıttı. 19 Aralık’ta, ayrıntıların ele alınacağı ve sorumlu kişilere görev dağılımının yapılacağı yeni bir toplantı düzenlenecek.

Bu alanda Türkiye ve Rusya’nın ortak çalışma yapması, ikili ilişkilerdeki istikrarı sergiliyor. Mevcut ekonomik kriz koşullarında Türk iş dünyası, Rusya’da global bir inşaata yatırım yapıyor. Rusya ise Türk ekonomisine önemli taahhütlerde bulunuyor. İlişkiler ne kadar sıkı ve çeşitli olursa güvensizlik o kadar azalır ve gelecek çalışmalar için fırsatlar çoğalır.

İnternet sayfamızın Türk okurları da böyle düşünüyor. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerde ideolojik yaklaşım döneminin sona erip ermediği sorusuna, okurlarımızın büyük bir kısmı bu dönemin tamamen geride kaldığı yanıtını verdi, yüzde 20’si ise işbirliğinin düşmanlıktan daha verimli olduğunu düşünüyor.

İşbirliğinin somut örnekleri, ilerlemenin olduğunu, ideolojinin hakim olmaktan çıkarak yerini en önemli faaliyet alanlarındaki ortak çalışmalara bıraktığını kanıtlıyor. Sonuçlarını, Akkuyu nükleer santrali, Türk inşaat şirketlerinin Moskova, Soçi ve Rusya’nın diğer kentlerindeki aktif çalışmaları, vize rejiminin kalkması, Rusya vatandaşlarının Türkiye’de mülk satın alması ve iki ülke liderinin düzenli toplantıları örneğinde görüyoruz.

Türkiye’de bu yıl Rus Kültür Festivali ve Rus Dili Günleri düzenlendi. Kültürel ilişkilere gelince Başbakan Erdoğan’ın, kasım ayındaki Rusya ziyareti öncesinde dile getirdiği, “Gelecekte Rus sanatı Türkiye’nin gelişiminde önemli yer tutacak. Mesela, daha önce Rusya Devlet Orkestrası ile Türk Mehter takımının ortak programları düzenleniyordu. Bu, yılın en önemli olayı oluyordu. Gelecekte de Rus-Türk kültür işbirliğinin korunması büyük önem arz ediyor.” sözlerine yer vermek doğru olur.