Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Başkanı Barış Aydın, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin toplumun sosyal sorumluluğu olduğunu belirterek, ‘’Bu, işletmelerin saygınlık ve itibarına değer katan en önemli unsurlardan biridir” dedi.

TÜGİAD Ankara Şubesi Haziran 2012’de çıkan 6331 sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası ile ilgili üyelerini bilgilendirmek amacıyla toplantı düzenledi.

TÜGİAD Ankara Şubesi'nde gerçekleşen toplantıya İş Güvenliği Daire Başkanı Ümit Tarhan ve Doç. Dr. Tülin Durukan da katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜGİAD Ankara Başkanı Barış Aydın, 6331 sayılı yasanın çok yeni olması nedeniyle iş dünyasının henüz yeteri kadar bilgi sahibi olmadığını, buna karşın kendilerini oldukça ilgilendirdiğini kaydetti.

Yeni yasal düzenlemeyle birlikte hemen tüm çalışanların işçi sağlığı ve işçi güvenliği kapsamına alındığına değinen Aydın, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin, toplumun sosyal sorumluluğu , işletmelerin saygınlık ve itibarına değer katan en önemli unsurlardan biri olduğunu ifade etti.

Aydın, yeni yasa sayesinde tüm iş yerlerinde bu konuyla ilgili profesyonellerin görevlendirilmesinin sağlandığını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Artık tüm iş yerleri acil durumlara karşı hazırlıklı olacaklar. İş güvenliği, hem işçiyi hem işvereni hem de devleti ilgilendiren bir konudur. Bu konuyla ilgili herkes üzerine düşeni en iyi şekilde yapmalı ve hep beraber çözüm üretilmelidir. Bizler iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda gerekli önlemleri alarak artık bedel ödemek istemiyoruz.”

“İnsanlara kendini koruma bilinci vermeliyiz”

Gelişmiş ülkelerde bu tip kazaların azlığına dikkati çeken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Genel Müdürlüğü, İş Güvenliği Daire Başkanı Ümit Tarhan da, kendini koruma bilincinin henüz küçük yaşlardayken verilmesi gerektiğini anlattı.

Tarhan, işçi sağlığı ve iş güvenliğinde kültür oluşmasının iş kazalarını minimuma indirip, meslek hastalıklarının tamamının yok olmasını sağlayabileceğinin altını çizerek, “Biz bu konuda henüz yeteri kadar kültür geliştiremedik. Gelişmiş ülkelerde 3 tekerlekli bisiklete binen çocukların bile kask ve kolluk taktıklarına şahit oluyoruz. Oysa ülkemizde aynı tablo ile karşılaşılsa o çocuğun ailesinin pimpirikli olduğu düşünülür. Bizim öncelikli hedefimiz insanımızı bu hastalıklı algıdan kurtarmaktır” dedi.

“Her 6 dakikada bir iş kazası meydana geliyor”

İş kazalarının önlenebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Tülin Durukan ise, kazaların tamamına yakınında hem işçinin hem de işverenin suçu olduğunu bildirdi.

Bir inşaat işçisi iskeleye tırmanırken kemerini takmıyor ve düşüyorsa bunun işçiden çok işverenin suçu olduğuna işaret eden Durukan, şöyle devam etti:

“Eğer işveren denetimini dikkatli yaparsa işçi de daha dikkatli davranmak durumunda kalır. Dünyada her altı dakikada bir iş kazası meydana geliyor. Gerekli önlem alınır ve işverenler üzerine düşeni layıkıyla yaparsa bu oran azaltılıp zaman içinde yok edilebilir. İş kazalarının ekonomiye faturası 8 milyar lira. Bundan doğan maddi kayıp önlenirse milli gelirimizin hatırı sayılır ölçüde artmasını da sağlayabiliriz. Bu arada yeni yasada kısıtlı da olsa askeri hastane gibi bazı yerler kapsam dışında tutulmuş. Bu istisnalar da kaldırılmalı.”