Gıdada "karekod ve sms"e itiraz geldi

Gıda ürünlerine ek bir etiket zorunluluğu getirilerek, karekod ve SMS'le ürün bilgisine ulaşılacak. Ancak, STK'lar bu uygulamaya tepki gösteriyor...

Gıdada
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, gıda denetiminde “Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi” adıyla dünyada eşi benzeri olmayan yeni bir uygulama başlatıyor. Bu uygulama ile sahte, taklit ve tağşişli ürünlerin üretiminin ve satışının engellenmesi amaçlanıyor. Ancak gıda üreticileri bu sistemin uygulanamayacağını/ gıdada kaosa neden olacağını iddia ediyor.

Dunya.com'da Ali Ekber Yıldırım'ın haberine göre, Bakanlık gıdada 7 ürün grubunda ürünlere ek bir etiket zorunluluğu getirerek tüketicinin ürünü karekod, SMS ve telefonla sahte olup olmadığını takip etmeye hazırlanıyor. Ancak, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu başta olmak üzere, bir çok kuruluş bu uygulamanın zamana yayılmasını istiyor.

Gıda sektörünün çatı örgütü konumundaki Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu konuyla ilgili hazırladığı kapsamlı raporu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sundu. Federasyon’un 12-14 Kasım’da Antalya’da düzenleyeceği ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile bakanlık üst düzey bürokratlarının katılacağı 2013 GıdaKongresi’nde  bu konunun da ele alınması bekleniyor.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Ersin Taranoğlu imzasıyla Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’ne ve federasyona bağlı derneklere gönderilen raporda özetle şu görüşlere yer verildi: “Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen, sahte, taklit ve tağşiş edilmiş ürünlerin üretimini, satışını engelleyerek, halkın güvenli gıdaya ulaşmasını amaçlayan yeni bir denetleme ve takip sistemi olarak açıklanmıştır. Ürünlerin izlenmesi, hammaddenin satın alınmasından başlayarak, üretim süreci, malzeme tedarikleri ve müşteriye ulaştırılması amacıyla yapılan sevk sürecini kapsar. Ürünün izlenmesinin amacı üretimin verimliliğini ve müşteriye verilen hizmetin kalitesini artırmaktır. Ancak ürün, kayıtlı üretici tarafından üretilmiş olsa dahi, hammadde temininden başlayarak, müşteriye sunulması sürecinin herhangi bir noktasında, isteyerek veya istemeyerek ürünün kalitesini bozan, insan sağlığına aykırı bir durum meydana gelmiş ise bunun ÜDTS ile tespit edilmesi veya önlenmesi mümkün değildir. Aynı şekilde bozuk veya taklit, tağşiş edilmiş ürünlerin bu sistemle tüketiciler tarafından nasıl anlaşılacağı veya kayıt dışılığın nasıl önleneceği açık değildir. Adresi ve kimliği belli olmayan, sahte üretim yapan firmalar ÜDTS ile tespit edilemeyecektir. Ayrıca bozuk veya taklit ürünlerin bu etiketleri taşıması durumunda sadece etiketin üzerinde bulunmasından dolayı ürün, tüketiciler tarafından güvenilir olarak değerlendirilecektir.”

Sistemin yetişmesi imkansız
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun raporuna göre sistemin yazılım, ekipman, satın alma, kurulum, eğitim ve devreye alma gibi aşamaların 31/12/2013 tarihine kadar yetişmesi imkansız. Öncelikle bir pilot uygulama ile sistemin uygulanabilirliğinin belirlenmesi gerektiği ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi: “Pilot uygulamanın ardından tüm üreticilerin sisteme entegrasyonu için en az 1.5-2 yıl süreye ihtiyaç duyulacaktır. Dünyada uygulaması olmayan bir sistemin, denenmeden veya herhangi bir üründe pilot uygulama yapılmadan uygulamaya alınması biz üreticiler ve tüketici bazında çok büyük sıkıntılar yaratacaktır.”

Üretim maliyetini artıracak
Raporda, ÜDTS etiketlerinin üretim sırasında üretim hattına eklenecek yeni bir makine/aplikatör ile uygulanacak olması mevcut üretim hatlarının hızı, her bir üretim hattından seri olarak geçen ürün sayısı ve cihazın kapasitesi dikkate alındığında pek çok gıda ve içecek üretiminde uygulanmasının teknik olarak mümkün olmadığı belirtildi. Ayrıca üretim şartları dikkate alındığında, tanımlanan ÜDTS sisteminin hızlı kapasiteli ve seri üretim yapılan hatlarda 5, 10, 20 dakikada bir üretim hattının durdurulup bobin değişimi yapılması gerekeceği, ancak hızlı üretimin gerçekleştiği üretim hatlarında bu hattının durdurulup etiket takılması fiilen üretim yapılmasını imkansız hale getirece vurgulanan raporda, bobin değişiminde üretimin durmaması için tüm üretim hatlarında ilave etiket aplikatörü kullanılması zorunluluğu doğacağı, bunun da ilave yatırım üretim maliyetini artıracağı kaydedildi. Raporda, “Değişik hatlarda  üretilen 100’e yakın çeşitli ebat ve miktardaki ürün ile her bobin üzerindeki etiket kodlarını bire bir eşleştirmek, ilave olarak olası fireleri sisteme manuel olarak tek tek yazarak girmek, yüksek hızda üretim yapılan işletmelerde imkansız. Üretimde etiketleme yapılması için önerilen aplikatörlerin,  her makineye uygulanması hem maliyet hem de zamanlama olarak mümkün değil” denildi.

Firmalar etiket başına 6 kuruş ödeyecek
Etiket fiyatının tek taraflı pazarlıksız belirlenmesinin ticaret hukukuna aykırı bir durum oluşturacağı hatırlatılan raporda, şu uyarılara yer verildi: “Etiket başına 6 kuruş olarak belirlenen fiyat oldukça yüksektir. 1 TL (100 kr) olan bir pakette yüzde 6 maliyet artışına sebep olacaktır, hatta  yapıştırma sırasında oluşacak firelerle bu oran daha da yükselecek. Milyonlarca paket satışı yapılan birçok üründe yüzde 6 kar marjı bulunmamakta,  sürümden kazanç sağlanmakta. Sistem, adet bazında yıllık üretim miktarları yüksek olan ürünler için üreticiye çok ciddi bir maddi yük getirecek. Ürün maliyeti ve satış fiyatı çok düşük olan ürünlerde 6 kuruş hem üreticiyi hem de tüketiciyi doğrudan etkileyecek. Düşük fiyatlar, uygulama ile yükseltilecek. Ayrıca etiket fiyatlarının sonraki dönemde neye göre artırılacağı tamamen belirsizdir.”

Kullanılacak etiketlerin tek bir firma tarafından üretilmesinin serbest piyasa ve rekabet mantığına aykırı olduğu ve bunun taşıdığı risklere de dikkat çekilen raporda, etiket tedarikinde gecikmelerin üretim hattının durmasına sebep olarak ekonomik kayıplara yol açacağını kaydedildi. Raporda, etiketlerin güvenli ve zamanında tedarik edilmesiyle ilgili birçok belirsizlik bulunduğu ve tedarikte bir problem yaşanması durumunda sorumluların belirsiz oluşunun endişe yarattığı dile getirildi.

İthal ürünler nasıl etiketlenecek?
Uygulamanın ithal ürünler kısmında sorumluluğun Bakanlığın hangi biriminde olduğuna dair netlik bulunmamasının ciddi sorun olduğuna ve ithal ürünlerde etiketlemenin nasıl yapılacağı konusundaki belirsizliğe dikkat çekilen raporda, ithal ürünlerle ilgili doğacak sorunlar şöyle sıralandı: “Etiketlerin Türkiye’de yapıştırılması, tek tek kolilerin açılıp elleçlenmesi anlamına gelmekte. Gıda güvenliği sağlamak amacıyla geliştirilen sistem bu anlamda kendisi ile çelişmekte. Birçok ithalatçı firma bu uygulamayı antrepolarda veya kendi depolarında yapmak durumunda kalacak. Antrepolarda hem her bir paketin etiketlenmesi, hem de yeniden kolileme yapılması mümkün değil. Ayrıca ÜDTS maliyeti dışında firmalara yeniden dış koli maliyeti ve işçilik maliyeti getirecek. Elleçlemenin yapılacağı ortamdaki hijyen koşulları ve tek tek açılıp sonrasında yeniden kolileme işlemi kalite ve gıda güvenliği anlamında risk teşkil edecek. Gıda güvenilirliğini sağlanmaya çalışılırken, bu elleçleme işleminden kaynaklanabilecek kalite problemi söz konusu olacak. Ayrıca elleçleme işlemleri sırasında etiketin yanlış ürüne basılması, etiketlerin karışması gibi yaşanması muhtemel problemlerin önüne nasıl geçileceğine dair kaygılarımız var.”

Bilgiler mevcut etiketlerde var
Tüketicinin güvenli gıdaya ulaşmasını sağlama amacıyla tasarlanan sistemde tüketicinin ulaşabileceği bilgilerin mevcut ambalajlarda veya etiketlerde bulunan ve Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği gereği bulunması zorunlu bilgiler olduğu belirtilen raporda, “Sisteme yüklenip tüketicilerin ekranda göreceği bilgiler, zaten ambalaj üzerinde olduğundan tüketiciye artı bir bilgi sunumu söz konusu değil. Mevcut ambalajların üzerinde etiketlerin kaplayacağı kadar alan boş bırakılmadığı için, yapıştırılan etiketler Etiketleme Yönetmeliğince zorunlu olarak yer alması gereken bilgilerin kapanmasına yol açacak. Kavanoz, şişe gibi yuvarlak ambalajlı ürünlerde ve diğer ambalajlarda bu etiketlerin diğer etiket bilgileri kapatılmadan basılması ya da sürekli aynı noktaya basılması imkansızdır” denildi.

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi nedir?
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yılbaşında yürürlüğe koyacağı sistem ilk kez Türkiye’de uygulanacak. Gıdada 7 ana ürün grubunda ürünlerin ambalajına özel bir etiket yapıştırılacak. Etikette iki ayrı numara yer alacak. Etiket üzerindeki iki numaradan birincisi gözle görülebilen numara olacak. Diğeri ise etiket üzerinde başlangıçta kapalı olarak bulunacak. Kapalı olan ve 19 rakamdan oluşan bu numara ile tüketiciler satın aldıkları ürünlerin güvenilirliğini sorgulayacak. Tüketici ürünün üzerindeki kapalı alanı açarak akıllı telefonundan karekod okuma programı, internet,sesli yanıt sistemi veya SMS mesajı ile ürünün sahte olup olmadığını sorgulayacak.Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi yılbaşından itibaren alkollü içkiler, takviye edici gıdalar, bal, enerji içecekleri, siyah çay, bitkisel sıvı yağlar, bebek mamalarında uygulanacak. Bu ürünleri üreten gıda işletmelerinin ürünlerinde 31 Aralık 2013 tarihine kadar ürün doğrulama ve takip sistemi etiketi yapıştırmaları zorunlu.
dunya.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52