Dünya üzerinde yaklaşık bir milyar insan balıkçılığa bağımlı bir hayat sürdürüyor. Ancak insanlar arasında deniz kaynaklarını kullanırken hiç adil olmayan bir rekabet yaşanıyor. Basit balıkçı takalarının, endüstriyel balıkçılıkta kullanılan dev trollerle yarışabilmesi mümkün değil.
Balık avında amansız yarış
Balık avı sezonunun açılması ile Çin trollerinden oluşan dev bir balıkçı filosu limandan demir alıyor. Çin, Vietnam, Malezya, Endonezya, Brunei ve Filipinler arasında Güney Çin Denizi’nde yaşanan saha sorunu, deniz altında olduğu varsayılan madenler kadar balıkçılık hakları konusunda da amansız bir şekilde sürmekte.
Balık çeşitliliğinin korunması için kota
Avrupa Birliği ülkeleri her yıl çetin tartışmaların ardından balık avı ile ilgili sabit bir kota üzerinde anlaşmaya varıyorlar. Nesli tükenme tehlikesi çok fazla olmayan ringa balığı bile bu kotalarla koruma altına alınmış durumda. Hedef, balıkçıların avlanırken bir neslin devamını tehlikeye atacak kadar çok balığı denizden çıkarmamaları.
Büyük gözlü balık ağları
Ağlar birbirlerine takılıp karıştığı zaman genelde denizin dibinde kalıyorlar. Bu ağların gözlerini büyük tutmak balık nüfusunu ve çeşitliliğini korumak açısından çok önemli çünkü bu sayede yavru balıklar ağların içinde mahkum kalmıyorlar. Birçok devlet bu sebepten dolayı küçük gözlü ağları yasaklamış durumda. Buna rağmen dünya sularındaki balık oranının yüzde 75’i tükenmiş durumda.
Dünyayı dolaşan balık
Yediğimiz balığın taze olması çoktandır o balığın yakınımızdaki sularda yakalandığı anlamına gelmiyor. Gelişen soğutma teknolojileri sayesinde artık Avrupa’ya, Asya, Afrika ve Pasifik bölgesinde yakalanan balıklar, hava taşımacılığı ile birkaç günde ulaşıyor. İnsanoğlu denizlerden her yıl 90 milyon ton gıda çıkarıyor.
Somon ne kadar sağlıklı?
Rusya’da olduğu gibi doğal alanlarda balık yetiştiriciliği yapmak çok tartışılan bir konu. Burada büyütülen somon balığı balık unu ile besleniyor. Ortalama bir hesaba göre, bir kilo ağırlığında bir somon yetiştirmek için dört kilo sardalya yem olarak kullanılıyor. Ayrıca bu tür tesisler yem artıkları ve antibiyotik maddelerle, içinde bulundukları gölleri ve denizleri önemli oranda kirletiyorlar.
Sofraya doğrudan gelen taze balık
Sayıları azalmakla birlikte avladığı balığı yerel pazarlarda satan balıkçılar hâlâ var. Ancak onlar da endüstriyel balıkçılığın baskısını giderek artan oranda hissediyorlar. Çünkü balık avcılığı dünya sularının sadece yüzde 5’inde yapılabiliyor.
Plastik atıklarla mücadele
Okyanuslarda yaşayan deniz canlılarının bir başka düşmanı da zeminde ve yüzeyde biriken plastik çöpler. Çözülüp yok olma süreci yüzyılları bulan bu maddeler, kuşlar, balıklar, deniz memelileri ve diğer canlılar için en büyük tehlikelerden biri. Bu sebepten dolayı Uluslararası Okyanus Konferansı’na, sorunun çözümüne katkı sağlamaları için plastik sanayinin temsilcileri de davet edildi.
Kuşlar plastik atıkları sadece yuva yapımında kullanmıyor. Bu maddeleri yutan kuşların sindirim sistemi tıkanıyor ve acı içinde ölüyorlar. Çözüm, örneğin polilaktid adı verilen organik bazlı plastik maddelerin üretimine ağırlık vermekten geçiyor. Sözkonusu madde laktik asit bazlı üretiliyor; tuzlu su ve güneş ışınları ile temasa geçtiğinde süratli bir şekilde çözülüp yok oluyor.
Okyanus ve deniz sularına karışan asit maddeleri ve havadan karışan karbondioksit nedeni ile sulardaki pH oranı sanayileşme döneminden bu yana 8,25’ten 8,14’e geriledi. Bu da mercanlar gibi hassas organizmaları ağır bir biçimde tehdit ediyor. Deutsche Welle Türkçe
Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2014, 14:16