Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri

Pirinç üreticisi ihracatını artırıyor

Tarım

Türkiye pirinç sektörü geride kalan 2011 sezonunda üretim fazlası vermesinin yanı sıra ihracatını da üçe katladı.

Türkiye pirinç sektörü geride kalan sezonda üretim fazlası vermenin moraliyle yeni bir döneme giriyor. Türkiye genelinde 2010-2011 sezonunda, 108 bin hektarlık alanda, 900 bin ton çeltik üretimi gerçekleşirken, bu üretimden 540 bin ton pirinç elde edildi. Anılan dönemde 526 bin tonluk tüketimle sektör üretim fazlası vermiş oldu. Pirinç Değirmencileri Derneği (PDD) yönetimine göre, geride kalan sezonda üretim fazlası veren sektör, aynı zamanda yüksek tonajlı ihracata da göz kırpmış oldu. Sektörün 2009-2010 sezonunda üretimden yana sıkıntı yaşadığına atıfta bulunan PDD yönetimi, anılan dönemde ihracatın yaklaşık 30 bin tonu bulduğunu, 2011 sezonunda ise bu rakamın üç kat artarak, 90 bin tonu geçtiğini kaydediyor.
Türkiye’nin 1984 yılından beri çeltik ve pirinç ithalatçısı bir ülke konumunda bulunduğu fikrinde birleşen sektör aktörleri, son yıllarda verilen destekler ve yurtdışı fiyatların yüksek seyretmesinin etkisiyle üreticinin teşvik edildiğini ve dolayısıyla da üretimin yükseldiğini dile getiriyor. Bu durumun ihracata da olumlu yansıdığına dikkat çeken PDD yönetimi, sektörün mahsul yılı takvimi olan Eylül 2010-Ağustos 2011 aralığında, toplam 92 bin 478 tonluk doğrudan ihracat yaptığını anımsatıyor. Sözü edilen dönemde ihracatta Libya ilk sırayı alırken bu ülkeyi, Suriye, Mısır, Ürdün, Lübnan, Arnavutluk, Sudan, Irak, İngiltere ve İsrail izledi. Ayrıca Türkiye’de Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında çeltik ithal etmek kaydıyla çeşitli ülkelere de ihracat yapılıyor. Son yıllarda çeltik fabrikalarında olan kapasite artışı ve çeltiğin gümrüğünün sanayi açısından daha avantajlı olmasının pirinç ithalatını da azalttığı tespitini yapan PDD yönetimi, sektörün ihracat kaydıyla çeltik ithal ettiğini bildirdi. Bu durumun kapasite ve istihdam artışına destek olduğu fikrinde birleşen firma uzmanlar, yine mahsul yılında sektörün 45 bin 492 ton ithalat yaptığının altını çizdi. İthalatın yüzde 45’i sadece Vietnam’dan yapılırken, bu ülkeyi Rusya Federasyonu, İtalya, Pakistan, Uruguay ve Tayland takip etti.

Yüksek KDV kayıtdışını tetikliyor
Türkiye genelinde yaklaşık 120 adet büyük ve küçük ölçekli çeltik fabrikasının faaliyet gösterdiğine dikkat çeken PDD yönetimi, 150’nin üstünde de sadece paketleme işi yapan firmanın sektörde yer aldığını anlatıyor. Fabrika ve paketçi işletmelerle birlikte sektörde yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edildiğini vurgulayan yetkililer, yaklaşık 10 bin kişinin istihdam edildiği bu alanda önemli sorunların bulunduğunu ifade ediyor. Özellikle pirinçteki yüzde 8’lik KDV oranının kayıtdışını tetiklediği görüşünü savunuyor. Mevcut yapıda pirincin hammaddesi olan çeltikte KDV oranının yüzde 1, mamul olarak satılan pirinçte ise bu oranın yüzde 8 olduğunun bilgisini veren PDD yönetimi, ayrıca çeltikten çıkan kabukta yüzde 18 oranında KDV alındığını hatırlattı.
Haliyle bu uygulamanın kayıtdışına destek verdiği görüşünde olan uzmanlar, bu anlayışın dönemsel olarak müstahsilden mal alımı yapan Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) de zarar verdiğini belirtiyor. Sorunun aşılabilmesi için pirinçteki KDV oranının nihai tüketici bazında yüzde 8 olabileceğini ancak toptancılar arasında yapılan ticarette yüzde 1’e indirilmesi gerektiği önerisinde bulunan PDD yönetimi, bu sayede tüm sektörün kayıt altına alınabileceğini ileri sürdü. Yarı kapasiteyle çalışılıyor Türkiye’de mevcut çeltik işleme kapasitesinin ihtiyaçtan fazla olduğuna da dikkati çeken PDD yönetimi, bugün itibarıyla fabrikaların yüzde 40 kapasiteyle çalıştığının altını çiziyor. Dolayısıyla DİR ile yapılan çeltik ithalatının sektör için büyük önem arz ettiğini söyleyen uzmanlar, bu uygulama ile atıl kapasitenin değerlendirildiğini ifade ediyor. Sektör için önemli bir konunun da ithal çeltikteki randıman değeri oranının olduğu tespitini yapan PDD yönetimi, dahilde işleme belgesi alabilmek için gerekli olan kapasite raporunda randıman oranının yüzde 60 olarak alındığını hatırlattı.

Belgenin bu oranın yakalanmasına bağlı olarak verildiğini belirten dernek yönetimi, Rusya, Amerika, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Ukrayna’dan yapılacak çeltik ithalatında bu oranın yakalanamayacağını savundu. Adı geçen ülkelerden alınan pirinçte randımanın ancak yüzde 60’ı bulduğunun bilgisini veren uzmanlar, bu ülkelerle yapılacak ithalatta yüzde 60 oranını tutturmanın zor olduğunu söyledi. Bazı mallarda randıman değerinin yüzde 50’ye kadar indiğini vurgulayan dernek yönetimi, sektöre verilecek belgelerde randıman oranlarının sözü edilen sorunlar eşliğinde değerlendirilmesi önerisinde bulundu.

Doğru fiyat politikasıyla ithalatın önü kesilebilir
Sektörün üstünde durduğu önemli konulardan biri de doğru fiyat politikasıyla ilgili. Bu noktada bir takım spekülatörlerin yurtdışından getirdikleri ucuz pirinci piyasada eritme hedefiyle, karışımlı pirinç hazırladıklarına dikkat çeken sektör temsilcileri, bu malların girişinin doğru fiyat politikasıyla engellenebileceğini aktarıyor.

Firma sahipleri, pirinç fiyatı oluşturulurken Mısır, ABD, Pakistan, Hindistan ve Tayvan’daki kalite ve maliyet durumunu da değerlendirilmesini talep ediyor. Bu noktada ithal ürünlerdeki girdi maliyetlerinin düşük olması ve söz konusu ülkelerdeki desteklerin yüksek olması nedeniyle pirinç alanında ithalatın teşvik edildiğini anlatan firma sahipleri, fiyatlar oluşturulurken sağlıklı maliyet analizlerinin yapılması gerektiğine işaret ediyor. Bununla birlikte ithal pirincin Türkiye’ye girişinde kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çeken üretici kesim, düşük randımanlı ve yüksek rutubetli çeltiğin piyasaya sürülmesini eleştiriyor.

Üretimin artmasıyla üreticinin bazı sorunlarla karşılaştığına da vurgu yapan bölgesel birlikler, sağlanan artışa rağmen üreticinin biçerdöver, lazerli tesviye aleti, kurutma makinesi gibi ekipman bulmakta sıkıntı yaşadığını belirtiyor. Üreticiye ekipman konusunda desteklerin verilmesi gerektiğini ifade eden bu birlikler, girdi maliyetlerini indirecek olan desteklemelerin yalnızca Çiftçi Kayıt Sistemi’ne(ÇKS) dahil olan üreticilere verilmesini eleştiriyor. Tapusu olmayan veya Hazine arazisi kullanan üreticinin haksız rekabete maruz kaldığı fikrinde birleşen birlikler, ÇKS’ye kayıtlı olan üreticilerin sigorta yaptırabilmesinin de yanlış bir uygulama olduğuna dikkat çekiyor. Birlik yönetimleri, desteklemelerin ÇKS’ye göre değil çeltik ekim ruhsatlarına göre yapılma önerisinde bulunuyor. Bu noktada girdi maliyetlerini aşağı indirecek uygulamalarla ilgili görüş bildiren birlikler, yapımı devam eden baraj göletlerinin hayata geçmesinin ardından sulama maliyetlerinin düşürülebileceğine değiniyor. Ayrıca çeltik üreticilerinin yaşadığı bir diğer sıkıntının da sanayi atıkları nedeniyle kirlenen sular olduğunu anlatan birlikler, bu durumun üreticiyi tehdit ettiğini dile getiriyor.
Dünya
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.