Çukurova'da doğal yetişen, sindirim sistemine iyi geldiği bilinen ve halk arasında "kaynana dili" diye de bilinen dikenli incirin ihracat yolculuğu başlıyor. Başta Mersin olmak üzere Çukurova yöresinde doğal ortamda yetişen ve halk arasında "kaynana dili" diye de bilinen dikenli incirinin ihraç edilmesi için başlatılan çalışmalarda sona gelindi.
Elde edilen bilgilere göre, özellikle tarımın mümkün olmadığı alanlarda ve kayalıkların çevresinde kendiliğinden yetişen, kaktüs türü bir bitkinin meyvesi olan dikenli incir, çok çeşitli isimlerle de anılıyor. Çukurova'da, yaprağının dile benzemesi, kabuğunda diken olması nedeniyle halk arasında "kaynana dili" de denilen bu meyve, "Frenk yemişi" ve "Hint inciri" olarak da biliniyor. Dikeni nedeniyle sabahın erken saatlerinde rüzgar esmeye başlamadan önce maşayla toplanan meyve, kabuğu ayrıldıktan sonra tüketiliyor. Açlık hissini bastırması nedeniyle özellikle oruç tutan vatandaşlar tarafından tercih edilen bu meyve, buz üzerinde bekletilerek tüketildiği zaman da serinlik hissi veriyor.
C vitamini açısından oldukça zengin olan, vücut direncini artırma, güç ve zindelik verme özelliği bulunan incirin, sindirimi kolaylaştırdığı, sindirim sisteminde rahatsızlıkları olanlara iyi geldiği bilinen diğer özelliklerinden. Bilinilirliğinin son yıllarda artmasıyla tüketimi de çoğalan dikenli incirin bu yılki hasadı da başladı. Tarsus Ziraat Odası Başkanı Ali Ergezer, köylünün ekstra hiç bir emeğine gerek duymadan yetişen bu meyvenin her tanesinin yaklaşık 70 gram ağırlığında olduğunu, bu ürünün daha fazla gelir sağlaması için son yıllarda özel bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Daha fazla dikenli incir toplanması için teşviklerde bulunduklarını anlatan Ergezer, bu çalışmaların karşılığı olarak meyveye olan ilgiyi artırdıklarını ifade etti. Ergezer, 40 tanesinin 12-15 liradan satışa sunulan dikenli incirin, toplayan köylü kadınlara da günde ortalama 60-80 lira gelir sağladığını bildirdi. Bu meyvenin özellikle 2-3 yıldır yoğun rağbet görmesi nedeniyle hasadında da büyük artış olduğunu belirten Ergezer, "2010 yılında 500 ton dolayında olan hasat, yıldan yıla arttı. Artık köylülerimiz de bu meyvenin pazarlanması noktasında daha aktif. Geçen yıl bin 500 - 2 bin ton hasat yapılmıştı. Hasada yeni başladığımız bu yıl ise 3 bin ton dikenli incir toplamayı hedefliyoruz." dedi.
Dikenli incirin ihracatının yapılması için de uzun zamandır çalışma yürüttüklerini hatırlatan Ergezer, şöyle devam etti:
"C vitamini yönünden zengin olan bu meyve, vücut direncini arttırırken, güç ve zindelik veriyor. Tarsus'un Taşobası, Gürlü, Kırıt köyleri merkez olmak üzere 36 köyümüzde yetişen dikenli incir şimdiye kadar genel olarak Adana, Mersin ve Tarsus ile yaylalarda tüketilerek değerlendirildi ancak biz bu yıldan itibaren ihracatının olması beklentisi içindeyiz. Bu noktada önümüzdeki günlerde 3 büyük firma bu konuda bizimle görüşmeye gelecek. Anlaşma sağlandığı takdirde bu firmalar dikenli incirin hasat edildiği yerde paketlemesini de yaparak ihraç edecek. Bu beklentiler doğrultusunda ekim alanlarının arttırılmasını için köylülerimizi teşvik edip, yol gösteriyoruz."
"C vitamini yönünden zengin olan bu meyve, vücut direncini arttırırken, güç ve zindelik veriyor. Tarsus'un Taşobası, Gürlü, Kırıt köyleri merkez olmak üzere 36 köyümüzde yetişen dikenli incir şimdiye kadar genel olarak Adana, Mersin ve Tarsus ile yaylalarda tüketilerek değerlendirildi ancak biz bu yıldan itibaren ihracatının olması beklentisi içindeyiz. Bu noktada önümüzdeki günlerde 3 büyük firma bu konuda bizimle görüşmeye gelecek. Anlaşma sağlandığı takdirde bu firmalar dikenli incirin hasat edildiği yerde paketlemesini de yaparak ihraç edecek. Bu beklentiler doğrultusunda ekim alanlarının arttırılmasını için köylülerimizi teşvik edip, yol gösteriyoruz."