Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri

Güllüoğlu ailesinde neler oluyor?

Şirketler

Türk baklavasının büyük ustası Hacı Mustafa Güllü'nün vefatından sonra Güllüoğlu ailesinde garip gelişmeler yaşanıyor. Nadir Güllü olayın iç yüzünü Gıdavitrini'ne anlattı...

Türk baklava sektörünün büyük ustası, hatta baklavanın ikinci Nuh'u diye isimlendirilen Hacı Mustafa Güllü'nun oğulları miras taarruzuna geçti. Geçtiğimiz Cumartesi günü Sabah gazetesinde yayınlanan haberde, "Güllüoğlu Baklavaları'nın kurucusu Hacı Mustafa Güllü'nün oğullarından Faruk Güllü ile Prof. Dr. İbrahim Halil Güllü, kardeşleri Nadir Güllü ile Ömer Güllü'ye hisse devrinin iptali istemiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığı" yer aldı. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Karaköy Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı M. Nadir Güllü, merhum Hacı Mustafa Güllü'nün hayatı boyunca kendisine örnek ve rehber olduğunu ve babasının her dediğini emir kabul edip uyguladığını söyledi. Haberde ifade edildiği gibi kimsenin arkasından konuşmadığını, hatta bilakis taltif eden açıklama ve uygulamalarda bulunduğunu dile getiren Nadir Güllü, "Merhum babam her kardeşime kanaatkar olmalarını ve kendi işlerini yapmalarını tembih ederdi. Kimsenin işine ve rızkına göz dikmemelerini söylerdi. Bu ben dahil bütün kardeşlerim için geçerliydi." şeklinde konuştu.
Merhum Hacı Mustafa Güllü'nün hayattayken mirasla ilgili tüm sorunları ortadan kaldırdığını ve herkese hakkını teslim ettiğini dile getiren Nadir Güllü, "Olay henüz yeni. Bize ulaşan bir bilgi yok. Hukuk uzmanlarımız gerekli araştırmayı yapmaktalar. Ancak, merhum babamız hayattayken yaptığı hayırları, onun vefatından sonra biz devraldık. Babamın vasiyetnamesi elimde ve orada her şey açıkça ifade ediliyor. Allah doğrunun yanındadır." ifadelerini kullandı.

İŞTE LEZZETİN SERÜVENİ
Güllüoğlu Baklavalarının kurucusu Mustafa Güllü’nün vefatı ardından Faruk Güllü ve kardeşi Prof. Dr. İbrahim Halil Güllü miras kavgası başlattı. İki kardeş, hedef olarak ölünceye kadar babasının birlikte olduğu Nadir ve Ömer Güllü’yü seçti.

Baklavanın İstanbul’daki hikayesi, Hacı Mustafa Güllü’nün 1949 yılında İstanbul Karaköy’de açtığı baklava dükkanı ile başladı. Hacı Mustafa Güllü, bu lezzeti tanıtmak için çok çaba harcadı. Daha hafif tatlı lezzetlerini tanıyan İstanbullular için baklavayı kabullenmek uzun zaman aldı. Sonunda Karaköy’den yayılan baklavanın nefis kokusu İstanbul’un her tarafına yayıldı.

İstanbullular, baklava yemek için şehrin farklı yerlerinden Karaköy’e geldiler. 1980’li yıllarda askeri rejimin her şeye bir fiyat tavanı koyması ile zor günler yaşayan Mustafa Güllü, darbenin ağırlığı azaldıkça eski özel günlerine yeniden döndü.

NEJAT GÜLLÜ’NÜN AYRILMA HİKAYESİ
Büyük oğlu Nejat Güllü’nün babasına ısrarla dile getirdiği, “Biz de şube açalım. İstanbul’un farklı yerlerinde şubelerimiz olsun” teklifine baba Mustafa Güllü şiddetle karşı çıktı. “Biz fabrikada ürün üretmiyoruz. El sanatı ürünü bir lezzet yapıyoruz. Kontrol edemediğimizde bu lezzeti kaybederiz. Bu vebalin altından kalkamayız” karşılığını verdi.

Babasına söz geçiremeyeceğini anlayan Nejat Güllü, babasından izin istedi ve sermayesini alarak 1985 yılında Hasanpaşa’da mağaza açtı. Şubeleşerek büyüme yolunu seçti. Halen Kağıthane’deki üretim tesislerinde ürettiği baklavaları, İstanbul’un farklı semtlerindeki şubelerinde satışa sunuyor.

FARUK GÜLLÜ 26 YAŞINDA KENDİ ÜRETİMİNE BAŞLADI
Baba Mustafa Güllü ise Nadir Güllü ve Ömer Güllü ve ikizi Faruk Güllü ile birlikte Karaköy’de üretimini sürdürdü. Faruk Güllü de abisi Nejat Güllü’nün ardından “şubeler açalım” teklifi ile babasının karşısına çıktı. Mustafa Güllü’den, “Oğlum biz fabrikasyon ürün yapmıyoruz. Başında durmadığın iş senin değil” cevabını alınca 1993 yılında ayrılmaya ve şubeleşmeye karar verdi.

Babasından aldığı sermaye ile daha 26 yaşında kendi ayrı bir mağaza açarak üretim yapmaya başladı. Önceleri Nejat ve Faruk Güllü, ayrı ayrı mağazalar açtıkları sırada zaman zaman belli yerlerde çakıştılar. Bu çakışmaların, “Benim bölgeme girdin” tarzında sürtüşmelere neden olsu ile de sorunlar aile içinde çözülmeye çalışıldı.

Faruk Güllü, şubelerinde zaman içinde baklava dışında bildik tatlıları ve yemekleri de satışa sundu. Baba Mustafa Güllü, her defasında oğlu Faruk Güllü’yü uyardı. Geçtiğimiz yıl vefat 21 Şubat’ta vefat eden Baba Güllü, hayatta iken 23 Mart 2008’de Hürriyet Gazetesinden Sadi Özdemir’e verdiği röportajda oğullarına, “Her tarafa Güllüoğlu açıp durmayın başka baklavacılar da ekmek yesin” çağrısında bulundu.

İBRAHİM HALİL GÜLLÜ’NÜN AKADEMİSYENLİK KARİYERİ
İbrahim Halil Güllü ise daha çocuk yaşta kendine bir yol çizdi. “Ben doktor olacağım” diyen kardeş Güllü’ye bütün aile kol kanat gerdi. İki oğluna sermaye verip iş kurmalarını sağlayan baba Mustafa Güllü, Ankara’da tıp eğitimi yapan oğluna da Gaziantep’teki iki dükkanını satarak ev araba aldı.

İbrahim Halil Güllü, tıp eğitimini pek çok meslektaşının hilafına varlıklı bir şekilde sürdürdü. Eğitimini tamamlayıp doktorluk yapmaya başladığında iyi bir muayenehane de Karaköy’deki mağazadan karşılanarak açıldı.

FARUK’UN İSİM HAKKI SATMASI BÜTÜN MİRASÇILARI İSYAN ETTİRDİ

Faruk Güllü, geçtiğimiz yıl attığı adımla yalnız kardeşlerini değil Güllüoğlu’nun bütün mirasçılarını kızdırdı. Ekonomik olarak zor günler geçiren ve haciz kıskacına düşen Faruk Güllü, aldığı bir kararla Güllüoğlu isim hakkını satacağını açıkladı.

İsim hakkını yasal olarak taşıyan öteki 12 mirasçı Faruk Güllü’ye bu adımdan vazgeçmesini söyledi. “Kendi adınla Faruk Güllü diye açmak istiyorsan buna kimse bir şey demez. Ama Faruk Güllüoğlu diye isim vermeye kalkar ve buna da ailenin amblemini kullanırsan olmaz” demelerine rağmen durduramadılar. Edinilen bilgiye göre Faruk Güllü, “Güllüoğlu” isim hakkını 10’dan fazla kişiye frenchising olarak vermiş bulunuyor.

Faruk Güllü’nütn bu adımı üzerine öteki 12 mirasçıdan 11’i Faruk Güllü aleyhine haksız isim hakkı devrinden dolayı dava açtı. Alınan bilgiye göre ağabey Nejat Güllü ise, “Ben ayrı dava açacağım” diyerek kendisi ayrı bir dosya oluşturma yoluna gitti.

MUSTAFA GÜLLÜ’NÜN HAYIR YATIRIMLARI
Baba Mustafa Güllü, hayatının son dönemini hayır hasenat işlerine adadı. Bütün mal varlığını satarak kalıcı hizmetler yapma yoluna gitti.

Kendisi hayatta iken kurduğu hayır organizasyonu ile Eyüp’te günde 2 bin kişiye yemek veren bir aşevi kurdu. Başakşehir’de 400 dolayında öğrencinin kalabileceği bir yurt yaptırdı. Her ay 150 öğrenciye burs vermeye başladı. Mustafa Güllü, İkitelli’de kendi adını taşıyan bir caminin temelini attı ancak bunun ibadete açılmasını göremedi. Mustafa Güllü Camii, vefat yıldönümünde geçtiğimiz Perşembe günü mevlit okutularak ibadete açıldı.

FARUK GÜLLÜ’DEN KARAKÖY GÜLLÜOĞLU’NA HAKKIMI VER ATAĞI

Mustafa Güllü, hayatta iken bütün malvarlığını sattığını ve hayır işlerine adadığını hazırladığı vasiyetnamesinde belirtmesine rağmen Faruk Güllü, üzerindeki “İsim hakkını nasıl üçüncü şahıslara satarsın” baskısından kurtulmak için ağabeyi Nadir Güllü ve ikiz kardeşi olan Ömer Güllü aleyhine miras davası açtığını duyurdu.
Gıdavitrini - rotahaber.com
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.