GIDAVİTRİNİ - Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Banu Çaycı, yağ tüketimi yüksekliğinin obeziteye neden olduğunu ifade ederek, “Yağlı besinler ve bozulmuş yağ tüketimi kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin alımını artırıyor” dedi
Kalp-damar rahatsızlıkları, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıkların nedenleri arasında yer alan obezitenin, neden olduğu hastalıklar arasında kanser de yer alıyor. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Banu Çaycı, özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserinin obez bireylerde normal kilolu bireylere göre daha fazla görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Banu Çaycı, kansere yol açan faktörlerin; kimyasal, radyasyon, virüsler gibi çevresel nedenler ve hormonel, bağışıklık bozuklukları, kalıtsal mutasyonlar ve diğer genetik etkenler gibi yapısal nedenler olduğunu belirtti. Beslenme alışkanlıklarının da kansere yol açabileceğini ifade eden Prof. Dr. Çaycı, yanlış besin seçimi, kötü beslenme ve aşırı kiloluluğun kanser sebebi olabileceğini kaydetti.
Kansorejen maddeler yağ içerisinde birikiyor
Prof. Dr. Banu Çaycı, yağ tüketiminin yüksek olmasının obeziteye neden olduğunu anlatarak, her türlü yağın fazla alınmasının özellikle meme, prostat, testis, rahim, yumurtalık ve kalın bağırsak-rektum kanserlerinin oluşum riskini artırdığını söyledi.
Kanserojen maddelerin (kanser yapıcı) yağ içinde biriktiğini ve fazla yağ alımının bu maddelerin vücuda girişini artırdığını ifade eden Prof. Dr. Banu Çaycı, “Cinsiyet hormonları yapısal olarak yağa benzerler ve yağın fazla alımı bu hormonların çalışma düzenini bozar. Kalın bağırsak-rektum kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin yapımı, yağ alımı artıkça artar. Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin sıvı yağlar kolay okside olurlar. Oksidasyon sonucu oluşan öğeler bağışıklık hücrelerinin yıpranmasına neden olarak kanser riskini artırır” diye konuştu.
Prof. Dr. Banu Çaycı, hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın bağırsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserlerine, az tüketen ülkelere oranla daha fazla karşılaşıldığını belirterek, yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketiminin ise kanser riskini artırmadığını anlattı.
Obezite ile kanser türlerinin ilişkisi
Yapılan çalışmaların; toplam yağ alımı, doymuş yağlar, obezite, beden kitle indeksi, gıda hazırlama yöntemleri ile kanser arasında pozitif ilişki olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çaycı, obezite ile kanser türlerinin ilişkisini ise şöyle açıkladı:
• Obezite - Prostat Kanseri: “Erkeklerde abdominal obezite ve bel/kalça oranı artışı prostat kanseri için bir risk faktörü. Özellikle yayılmaya (metastaz) meyilli prostat tümörlerinde obezite bu riski artırıyor.”
• Obezite - Meme Kanseri: “Meme kanserinin, abdominal obeziteyle yakın bağlantısı var. Abdominal (karın) ve kalça bölgesindeki yağ dokusu arttıkça, kanser riski de artıyor. Bu etki, kadının menapoz dönemi ile bağlantılı. Menapozdaki kadının kansere yakalanma olasılığı az olmakla birlikte, menapoz sonrası şişman kadınlarda risk yükselir. Menapoz öncesi gerekli olan östrojen, artan yağ dokusu tarafından üretilir. Östrojene hassas dokular ve şişmanlık bu hormonun salınımını uyarır. Bu da tümörün büyümesine neden olur.”
• Obezite – Rahim (Uterus) Kanseri: “Obezite, endometriyum (rahmin iç yüzeyini oluşturan doku) kanseri ile ilişkili bulunmuştur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte şişmanlarda yüksek östrojen ve insülin düzeyinin buna sebep olabileceği belirtilir. Endometriyum kanserlerinin yüzde 40’ının obezite kaynaklı olabileceği düşünülüyor.”
• Obezite - Kolon Kanseri: “Kolon kanseri de şişman bireylerde daha sıklıkla görülür. Özellikle erkek bireylerde Vücut Kitle İndeksi’ndeki artış ile kolon kanseri arasında kadınlarda olduğundan daha kuvvetli bir ilişki vardır. Vücut Kitle İndeksi değeri yüksek olan pre veya postmenapoz dönemindeki östrojen alan kadınlarda kolon kanseri riski artar. Vücut Kitle İndeksi değeri 30 ve üstü olan 30-54 yaş arası bireylerde, kolon kanseri riski yüzde 50 artar.”