Kahvaltı günün en önemli öğünü olmasına karşın, en çok ihmal edilenidir. Özellikle okul çocuklarının yeterli ve dengeli kahvaltı yapmaları gerekirken, çeşitli nedenlerle ya hiç yapılmamakta ya da dengesiz bir kahvaltıyla okula gitmektedirler.
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu kahvaltı ile bilişsel işlev ve öğrenme performansı arasındaki ilişkiyi ele aldığı gıdahattı.com sitesindeki yazısında, ilginç bilgiler aktarıyor.Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu'na göre, "Kahvaltı atlama nedenlerinin başında; sabah geç kalkma yüzünden okula yetişememe korkusuyla zaman bulamama, yemek yeme isteği duymama, ekonomik yetersizlik ve önemsememe gelmektedir."
Yazısında kahvaltı ile bilişsel işlev ve öğrenme performansı arasındaki ilişkiyi irdeleyen Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, şu bilgileri aktarıyor:
Yazısında kahvaltı ile bilişsel işlev ve öğrenme performansı arasındaki ilişkiyi irdeleyen Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, şu bilgileri aktarıyor:
"Kan Şekeri ve Beyin İşlevi: Akşam yemeği ile kahvaltı arasında yaklaşık 11-12 saatlik bir aralık bulunmaktadır. Bu nedenle okul çağı çocukları kahvaltı zamanında açlık düzeyindedir. Açlık durumunda beyine enerji sağlayan kan şekeri en alt düzeye inmiştir. Deney hayvanları ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalardan sağlanan veriler, kan şekerinin yeterli düzeyde olmasının, özellikle okul çağı çocuklarında öğrenme ve anımsamayı içine alan birçok beyin ve davranış işlevlerini düzenlediğini gösterir.
Kahvaltı ve Bilişsel İşlev: Kahvaltı yapma ile bilişsel işlev arasındaki ilişkiler konusunda yapılan araştırmaların çoğu, kahvaltı edenlerin anımsama performanslarının daha yüksek olduğunu bildirmektedir. Anımsama ve listedeki sözcükleri tekrarlama zamanı, aç kalanlarda kahvaltı edenlerden önemli şekilde uzun bulunmuştur.
Beyin, enerji gereksinmesini glikozdan sağlamaktadır. Bu organ yetişkin insan bedeninin sadece %2’sini oluşturmasına karşın, dinlenme metabolik enerjinin %20’sini kullanmaktadır. Beynin enerji deposu çok azdır. Eğer glikoz sağlanmazsa 10 dakika içinde enerjisiz kalır. Kan şekerinin normalin altına düşmesi durumunda beyine yeterli glikoz sağlanamaz. Açlık durumunda kanın glikoz konsantrasyonu düşük olduğundan beynin enerji kaynağı da sınırlanmış olur. Bu durumda derse başladığı takdirde öğrencinin anlatılan bilgileri öğrenerek daha sonra anımsayabilmesi güçleşir. Kahvaltı beyine enerji kaynağı sağlayarak, öğrenmeyi olumlu yönde etkiler.
Kahvaltı ile öğrenme performansı arasındaki ilişki şöyle açıklanmaktadır:
Kahvaltı öğrencinin beslenme durumunu iyileştirmekte, beynin açlık durumunda yetersiz olan enerji gereksinmesini karşılamakta ve derse devam durumunu iyileştirmektedir. Kahvaltı etmeyen çocukların derste konsantrasyonları azalmakta, verilen bilgileri sonradan anımsayabilme performansları düşmektedir. Bir araştırmada boy ve ağırlığı yetersiz olan okul çocuklarının bir grubuna bir hafta kahvaltı, diğer gruba plasebo olarak bir dilim portakal verilmiş ve bilişsel işlev testleri uygulanmıştır. İki hafta aradan sonra plasebo alana kahvaltı, kahvaltı alana plasebo verilerek testler tekrarlanmıştır. Çalışma süresince çocukların genel davranışları da izlenmiştir. Kahvaltı, alan çocukların dikkat ve konsantrasyonunu geliştirmiştir. Aynı zamanda beslenme durumu yetersiz olan çocukların da bilişsel test puanlarını yükseltirken, iyi beslenenlerde farklılık yapmamıştır.
Araştırmalara göre; okulda çocuklara kahvaltı verme özellikle beslenme durumu iyi olmayanlarda öğrenme performansını iyileştirmektedir. Başka bir çalışmada yedinci sınıf öğrencilerinin beslenme durumları saptanmış ve okul başarıları testlerle ölçülmüştür. Bir sınıftaki çocuklar okulda sabah 09.00’da süt-kek veya peynirli sandviç şeklinde yemek yemiş, diğer sınıftakilerden biri 135 kJ enerji içeren sıvı almış, diğeri hiçbir şey almamıştır. Buna göre kahvaltı özellikle beslenme durumu iyi olmayan çocuklarda okul başarısını iyileştirmektedir.
Sonuç: Genel olarak, beslenme beden sağlığı kadar bilişsel performansı da etkilemektedir. Beyin gelişiminin hızlı olduğu yaşamın ilk 3 yılındaki kötü beslenme, okul çağında öğrenme performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Daha sonraki yaşlarda kronik beslenme yetersizliği de aynı şekilde etkilidir. Önceden malnütrisyon geçirmiş olan ve kronik beslenme yetersizliği olan çocukların kahvaltı etmemeleri okul başarısını daha da olumsuzlaştırmaktadır. Kahvaltı, beslenme durumu normal olan çocuklarda da derslerde dikkat ve konsantrasyonu arttırarak başarı düzeyini yükseltmektedir. Beslenme durumu kötü olan çocuklara okulda kahvaltı sağlanması, okul başarısını arttırmaktadır. Okul çocukları öğretmenler tarafından izlenerek kahvaltı yapıp yapmadıkları, yapmayanların neden yapmadıkları saptanarak aileler uyarılmalı ve yetersiz beslenme durumunda olan çocuklara okulda kahvaltı sağlanmalıdır."