Gribe meyve ve meyve suyu kalkanı

Soğuk hava koşullarının giderek kendisini gösterdiği bu günlerde gribal enfeksiyonlardan korunmak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine ve her yaş döneminde sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çeken uzmanlar, soğuk algınlığı ve grip gibi vücudun dirençsiz anını kollayan hastalıklara karşı günlük olarak meyve ve meyve suyu tüketimi öneriyor.


Kış mevsimiyle birlikte nezle ve grip gibi hastalıklara daha sık yakalanıyoruz. Uzmanlar, vücudun dirençsiz anını kollayan bu hastalıklara karşı bağışıklık sistemini kuvvetli, vücut direncini yüksek tutmak için sebze ve meyve tüketimindeki çeşitliliğin önemine işaret ediyor. Sebze ve meyve sularının da bu çeşitliliğe katkı sağladığını, önerilen tüm meyvelerin her mevsimde bulunması ve tüketilmesi mümkün olmadığından en pratik alternatif olarak karşımıza sebze ve meyve sularının çıktığını belirtiyor.



‘1 bardak %100 meyve suyu bir porsiyon meyveyle eşdeğer’
Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenen ‘5 a day’ (günde 5 öğün) kampanyası üzerinden değerlendirme yapan Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Genel Sekreteri Ebru Akdağ, kampanyanın sağlıklı bir yaşam için günde 5 porsiyon meyve tüketilmesini önerdiğini vurguluyor. Bir bardak % 100 meyve suyunun bir porsiyon meyveye eş değer olarak kabul edildiğini hatırlatıyor. Son dönemlerde, çeşitli meyvelerin bileşiminden oluşan farklı tatlarla, her türlü damak tadına hitap eden meyve sularının ise tüketicilere daha fazla seçenek sunduğunun altını çiziyor.



Bünyenizi sağlam tutacak meyve sularından bazıları

Portakal suyu: Soğuk havayla birlikte azalan enerjinin ve sürekli yorgunluk yaratan etkenlerin ortadan kaldırılması için C vitamini içeren ürünlerin tüketilmesi önem kazanıyor. Portakal suyu, bağışıklık sistemini güçlendirerek soğuk algınlığı ve gribe karşı güçlü bir savunma oluşturuyor. Portakal suyu aynı zamanda mükemmel bir potasyum ve kalsiyum kaynağı olarak biliniyor.



Nar suyu: Nar, zengin vitamin ve mineral içeriğiyle kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. ‘Besinsel içerik yönünden en zengin meyveler’ arasında tanımlanan nar, kalsiyum, B6, B9 ve C vitaminleri ile demir, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi sağlıklı beslenme açısından büyük önem taşıyan bileşikler yönünden oldukça zengin. Son zamanlarda, oldukça popüler olan nar suyu, söz konusu antioksidan özellikleri sayesinde, bağışıklık ve savunma sisteminin güçlendirilmesinde önemli rol oynuyor. Her geçen gün nar ve nar suyu tüketiminin bazı kanser türleri ile ilişkisinin incelendiği yeni bilimsel araştırmalar yayınlanıyor. Bu sonuçlara göre narın ve suyunun tüketiminin hücre yenilenmesinin oldukça önemli olduğu meme, prostat ve kolon kanseri hastalıklarında, hem iltihabı önleyen özelliği hem de antioksidan etkisiyle, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabildiği iddia ediliyor.



Elma suyu: Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahip olan, B3 ile E vitaminleri ve potasyumdan zengin olan elma, grip - soğuk algınlığını tetikleyen bedensel ve zihinsel yorgunlukların giderilmesinde etkin rol oynuyor.

Vişne suyu: Vişne, ateşli hastalıklara karşı savaşta etkili rol oynuyor. Vişne ve suyu, asitleşen kanı temizlemeye yardımcı olarak ateşi düşürücü özelliği bulunan, A vitamini ve potasyum bakımından zengin. Baltimore’daki John Hopkins Hastanesi’ndeki de dahil olmak üzere yapılan birçok araştırma, vişnedeki antosiyaninlerin iltihaplanma ve ağrıyı önemli ölçüde azalttığını ortaya koyuyor. Ayrıca vişne şimdiye kadar analiz edilen meyveler arasında en yüksek melatonin seviyesine sahip meyve. Yapılan araştırmalar “melatonin”in vücudun günlük ritmini ve uyku düzenini geliştirici, vasküler sistemi koruyucu, iltihap azaltıcı potansiyele sahip olduğunu ortaya koyuyor.



Kayısı suyu: İçerdiği A, E, B3 vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, potasyum ve fosfor sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirip, kan yapımına yardımcı oluyor. 8-10 adet kayısı (250 g) veya 30 gram kuru kayısı, yetişkin bir bireyin günlük A vitamini gereksinimin yüzde 100’ünü karşılıyor. Bir bardak (200 ml) kayısı suyunda bulunan 2300 mg b-karoten ise günlük A vitamini gereksiniminin 4-8 yaş grubu için yüzde 48’ini, 9-13 yaş grubu için yüzde 32’sini, 14 yaş ve sonrası erkekler için yüzde 21’ini, 14 yaş ve sonrası kadınlar için ise yüzde 27’sini karşılıyor.