Haber / Buğrahan Kırımlı
Gıdavitrini - Birçok kişi, her gün kahve tüketiyor. Kimisi güne kahve ile başlarken kimisi ise gün içerisinde bir fincandan fazla kahve içiyor. 3. Nesil kahve çeşitlerinin arttığı ve tüketiminin hızla yükseldiği son dönemlerde, kahve hakkında birçok bilgi paylaşılıyor. Peki, kahve hakkında bilmeniz gerekenler neler? David People Coffee & Food Genel Müdürü Kerim Mamak kahve ile ilgili bilinmeyenleri aktarıyor. İşte, kahvenin 8 bilinmeyen özelliği...
1- Kahve aslında çekirdek değildir.
Hepimizin kahve çekirdeği olarak bildiğimiz kahvenin teknik olarak çekirdek olmadığını biliyor muydunuz? Peki, neden kahve çekirdeği olarak adlandırılmaktadır? Bunun nedeni görünüş olarak çekirdeğe benzemeleridir. Gerçek şu ki kahve çekirdeği olarak adlandırdığımız şeyler aslında Rubiaceae ailesine ait olan kahve bitkisinin tohumlarıdır.
2- Espresso farklı bir kahve çekirdeği türü değildir.
Pek çok kişi yanlış bir şekilde espressonun, espresso kahvesi yapmak için kullanılan farklı bir tür kahve çekirdeği olduğunu düşünüyor. Oysa, espresso sadece kahve yapmak için kullanılan bir yöntemdir ve herhangi bir kahve çekirdeğini kullanarak espresso kahve yapabilirsiniz.
3- Kafeinsiz kahvelerde de az miktarda kafein bulunuyor.
Pek çok insan dekafeine (kafeinsiz) kahve içtiğinde kafein tüketmediklerine inanıyor. Oysa, kafeinsiz kahvenin kafein içeriğinin büyük bir kısmı kaldırılmıştır ancak tamamı değil. Bir kahvenin kafeinsiz sayılabilmesi için kafein içeriğinin %3’ünü bulundurması yeterli. Bu nedenle bir bardak kafeinsiz kahve bile çok az bir miktarda kafein içerir.
4- En iyi kahve dokusunu tam yağlı süt oluşturur.
Düşük yağlı veya kaymağı alınmış sütün, kahveyi mükemmel bir doku ile demlemek için kullanılması gerektiği düşünülüyor. Kremsi ve lezzetli görünen bir fincan kahve yapmak için daima tam yağlı süt kullanmalısınız. Birçok kişi yağsız sütten yapılan kahve tüketiyor çünkü tam yağlı süt ile karşılaştırıldığında köpük oluşturmak daha kolaydır. Eğer aradığınız yoğun ve lezzetli görünen kaliteli bir kahve ise tam yağlı süt tercih etmelisiniz.
5- Kahve ile alınan az miktardaki kafein su kaybına yol açmıyor.
Kahve vücudun susuz kalmasına sebep oluyor efsanesi, kahvedeki kafeinin hafif bir diüretik (idrar söktürücü) olmasından kaynaklanıyor. İdrar söktürücü özellikteki maddeler, alınan sıvı miktarını aşan idrar üretimini veya sıvı kaybını teşvik ediyor. Bununla birlikte, araştırmalar kafeinin az miktarda tüketildiğinde vücutta su kaybına yol açmadığını kanıtladı.
6- Kahve uykusuzluğa neden olmuyor.
Kahvenin uykusuzluğa yol açabileceğine inanılıyor. Ancak, kafeinin vücudunuzdan atılması çok kısa sürmektedir. Araştırmalar sonucunda kafein içeriğinin yarısından fazlasının kahve tüketiminden 5 saat sonra vücuttan atıldığı gösterilmiştir. Bu nedenle günde 2-3 fincan kahve içmek, uyku alışkanlıklarınızda herhangi bir sorun yaratmaz tabii ki uyumaya gitmeden önce içmediğiniz sürece!
7- Hamile kadınlar, günde 1 fincan kahve içebilir.
Daha önceden kahvedeki kafeinin gebe kadınların sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği, düşüklere ve düşük doğum ağırlığına neden olabileceği belirtiliyordu. Son dönem araştırmalar, günde sadece bir fincan kahve içmenin, hamile ve emziren kadınlar için güvenli olduğunu söylüyor. Ancak bir fincandan fazlasının zararlı olabileceğini unutmayın!
8- Günde bir fincan kahve, birçok hastalığa yakalanma riskinizi azaltırken konsantrasyonunu geliştirmenize yardımcı oluyor.
Kahvenin içerisindeki nispeten yüksek kafein içeriği sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilirken, bir fincan kahvenin içinde sağlığınıza pek çok fayda sağlayabilecek başka bileşikler de bulunuyor. Günlük kahvenizi içtiğiniz zaman Parkinson Hastalığı, karaciğer sirozu, şeker hastalığı ve hatta kolon kanserine yakalanma riskinizi azaltabilirsiniz. Dahası, kahvenin içerisindeki antioksidanlar hücre hasarıyla savaşmakta ve kalp rahatsızlığı riskini azaltıyor. Kahve konsantrasyonunuzu da geliştirmeye ve günlük işlerinizi hatırlamanıza yardımcı oluyor.