Mersin'de, ''havuç tatlısı'' olarak bilinen cezeryeyi dünyaya tanıtmak amacıyla kamyonetle cezerye satarak yola çıkan Hasan Yozgat, 150 metre kare dükkanda üretim yaparak başladığı iş yaşamını bugün Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde 7 bin 500 metre kare alanda kurduğu fabrikayla sürdürüyor. Londra'da 1976'da katıldığı Dünya Gıda Yarışmasında ''Monde Selection''da Altın Madalya kazanan Yozgat, ilkokulu bırakarak başladığı iş yaşamında sektöre kazıdığı ''Şekerci Hasan Yozgat'' markasını geliştirmenin gururunu yaşıyor.
Hasan Yozgat, yaptığı açıklamada, gemici bir babanın 7 çocuğundan biri olarak 1939'da Mersin'de dünyaya geldiğini söyledi.
Kardeşlerinin hepsinin eğitimlerini tamamladığını, birinin Marmara Üniversitesi'nde profesör, diğerinin Merkez Bankasında yönetici, bir kardeşinin ise de Türk Hava Yolları'nda yöneticilik yaptığını belirten Yozgat, ''Ancak ben ilkokula başladıktan sonra içimdeki çalışma arzusuyla okulu bırakarak iş hayatına atıldım'' dedi.
Çırak olarak şekercilik yapan büyüklerinin yanında çalıştığını anlatan Yozgat, şöyle devam etti:
''Çocukluk yıllarım sürekli çalışarak geçti. Cezerye konusunda uzmanlaştıktan sonra şekercilik konusunda marka yapmış bir kişiye özenerek cezeryeyi tüm dünyaya tanıtmaya karar verdim. 21 yaşında, beni seven büyüklerimin desteğiyle borçlanarak hem imalat hem de satış yaptığım 150 metre karelik mağazayı açarak işveren oldum. Tek amacım, kendi adımı taşıyan 'Şekerci Hasan Yozgat' ismini marka haline getirip, üretimini yaptığım cezeryeyi tüm yurda ve dünyaya tanıtmaktı. Bunun için de çok çalışmam gerektiğini biliyordum. Öncelikle bu tat ve markayı kent merkezinde kalite ve hizmetle vatandaşlara alıştırdım.''
KAMYONETLE CEZERYE DAĞITTI
Yozgat, marka bilinirliğini artırmak için o yıllarda Türkiye'de pek yaygın olmayan bir hizmet gerçekleştirerek önce küçük bir kamyonet ardından da kamyonla Mersin ve çevre illerdeki bakkallara satış yaptığını söyledi.
Öncelikle Çukurova'da adını duyurduktan sonra cezeryeyi Türkiye ve dünyaya tanıtma hedefi doğrultusunda 1976 yılında Londra'daki Dünya Gıda Yarışmasına katıldığını belirten Yozgat, ''Her şeyin güçlükle yapılabildiği o yıllarda Monde Selection'da altın madalya kazanarak 127 ülke arasında Türk bayrağın göndere çektirdim. Bu belirlediğim hedef doğrultusunda önemli bir aşamaydı. Küçük bir dükkanda üretimine başladığım cezeryemizin kalitesi ve insan sağlığına faydalı olduğu bu madalya ile tescillendi'' diye konuştu.
150 METRE KAREDEN 7 BİN 500 METREKAREYE
Cezerye'nin ana ham maddesinin havuç olduğunu ifade eden Yozgat, o dönemlerde havuç bulmakta sıkıntı çektiğini, üretimin yapıldığı ender yerlerden Beypazarı'na giderek üreticiden havuç satın aldığını anlattı.
Yozgat, şöyle devam etti:
''Küçük dükkanda başladığım üretim aşamasında ilk etapta ayda 800 kiloya yakın havuç alırdım. Ancak gün geçtikçe bu rakam da artmaya başladı. Geçen yıl üreticilerden 149 ton havuç aldım. Böylelikle havuç üretimi de arttı. Gelişmekte olan teknolojiyi takip ederek yenilikler yapmaya çaba sarf ediyoruz. İşe başladığım yıllarda tek hayalim kazanlarda üretimini yaptığımız cezeryeyi teknolojiyi kullanarak üretebilmekti. Bu hayalimi Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde 2 bin 500 metre karesi kapalı 7 bin 500 metre kare alanda kurulu fabrikada üretime geçerek gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Bu nedenle bu yıl sonunda tahminen 200 tona yakın havuç alımı yapmayı hedefliyoruz.''
KENDİ MAKİNELERİNİ KENDİLERİ GELİŞTİRDİLER
Faaliyete geçen yeni fabrikada son derece hijyenik koşullarda üretim yaptıklarını vurgulayan Yozgat, ''Buradaki makineleri üniversiteyi bitirdikten sonra benimle çalışan 3 oğlumla beraber 5-6 yıl süren çalışmanın ardından mühendislerle bir araya gelerek kendimiz geliştirdik. Kısacası inovasyon yaptık. Eskiden 3 günde kıvamına gelen cezeryeyi şimdi bir günde kıvamına getiriyoruz'' dedi.
Mersin'de bulunan satış mağazalarının yanı sıra yurt içinde yaygın satış ağı ve ulusal zincir mağazalar aracılığıyla ürünlerini piyasaya sunduklarını ifade eden Yozgat, şunları kaydetti:
''Mersin'den dünyaya dağılan enerji' sloganıyla gerçekleştirdiğimiz satışları yurt içindeki büyük mağazalar aracılığıyla yurt dışına da taşıyarak dolaylı ihracat yapıyoruz. Yeni üretime başladığımız tesislerde başta ambalaj olmak üzere ihracata yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız tam kapasite üretime geçtiğimizde küçük partiler halinde yapılan bu ihracatı geliştirerek, tüm dünyaya cezeryeyi tattırmak.''
CEZERYE HAKKINDA
Yozgat, ilk olarak kimlerin ne zaman ürettiği belli olmayan, ancak ana vatanının Mersin olduğu bilinen cezeryenin ''Havuç Tatlısı, Kuvvet Macunu'' gibi isimlerle de anıldığını söyledi.
Cezeryenin Antep fıstıklı, fındıklı ve cevizli olmak üzere üç çeşit yapıldığını belirten Yozgat, ''Rendelenen havuçlar, diğer maddelerle birlikte belirli sıcaklıkta kaynayan kazana konur. Belirli matlığa ulaştıktan sonra çıkarılır ve bir süre dinlendirilir. Sonra da istenildiği şekilde yaprak veya küp şeklinde kesilerek Hindistan cevizi tozuna bulanarak servise sunulur'' dedi.
İçinde yoğun olarak yer alan havuç nedeniyle kalbe ve göze faydalı olan cezeryenin, şeker, Antep fıstığı, fındık, ceviz ve Hindistan cevizi ile de enerji veren bir tatlı çeşidi haline geldiğini vurgulayan Yozgat, ayrıca Türk Kardiyoloji Derneği, Koroner Kalp Hastalığından Korunma ve Tedaviye İlişkin Ulusal Kılavuz kaynağında belirtilen ''Tavsiye Edilen Gıdalar'' arasında cezeryenin de bulunduğunu kaydetti.
Zaman
Cezeryeyi marka yaptı
Cezeryeyi marka yaptı
Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri
Yiyecek İçecek
Mersin'de, ''havuç tatlısı'' olarak bilinen cezeryeyi dünyaya tanıtmak amacıyla kamyonetle cezerye satarak yola çıkan Hasan Yozgat, başarıdan başarıya koşuyor.