Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ile Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) işbirliğiyle 25 Haziran’da İzmir’de düzenlenen “Dünyada ve AB’de Süt Politikasındaki Son Gelişmeler ve Türkiye Süt Sektörüne Etkileri” konulu panelde, dünyada ve AB süt politikalarındaki değişimlerin Türkiye süt sektörüne yansımaları ele alındı.
Panelin açılışında konuşan ASÜD Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı, Türkiye’nin süt ve süt ürünleri ihracatında AB vizesi almasının, ihracatta Ortadoğu’nun da kapısını araladığını söyledi. Çallı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de 6 firma ihracat izni aldı. İhracat fırsatının yakalanması kadar, korunması da önemli. İznin alınması uzun ve zorlu bir süreç oldu, kaybetmek kolay. Bu nedenle 6 firma kalite ve standartların korunmasında dikkatli olmalı ve bu sayının daha da arttırılması gerekli.
Türkiye AB’ye üye olsa da, olmasa da tarım ile ilgili tüm gelişmeleri takip etmek zorundadır. AB’de yaşayan bir birey, Türkiye’deki bir bireyden iki kat süt ürünü tüketiyor. Türkiye’de üretilen süt miktarının AB standartlarına çıkarılması halinde Türkiye’nin üretimi ülkeye yetmeyecek duruma gelecektir. Öncelikli olarak süt üretim miktarını arttırarak, çocuk ve gençlerin erişimini sağlayacak politikalar geliştirilmelidir. Türkiye ile AB arasındaki temel fark, birbirine benzememesidir. Politikaları iklim değişikleri ile ülkesel değişimleri göze alarak geliştirmeli, yeniden planını yapmalıdır.”
AB ülkelerinin çoğunda süt üretim rakamlarının azaldığını vurgulayan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Haluk Tezcan da, “AB bu yüzden 30 yıldır uyguladığı süt kotasını kaldırdı. Bu değerlendirilmelidir. Türkiye’de küçük aile ihracatında maliyetin yüksek olması gelirin düşük olmasına neden oluyor. Bu sorunu çözmeliyiz. Ülkemizde 2013’te süt üretimi 18,2 milyon tonu, sanayi de işlenen süt miktarı da 8 milyon tonu aştı. Süt üretiminde dünyada 7. sıradayız. İzmir ise 1.4 milyon ton üretimle süt üretiminde Türkiye’de 1. sıradadır. Bu miktar, ülkemizde üretilen sütün yüzde 10’una yakındır.” dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Mustafa Kayhan ise işletmelerin büyütülmesi için genel müdürlük olarak destek verdiklerini söyledi. Kayhan, şunları kaydetti:
“Süt işletmeleri süt arzını sağlarken besilik materyal tedarik etmektedir. Bir süt ineğinin bakanlığımızdan destekleme miktarı 1.065 TL’yi bulmaktadır. Desteklerin hepsi üretimin arttırılmasına yöneliktir. İşletme ölçeğini büyütüp, yatırımları desteklemek ve mevcut olan hayvan ırkını ıslah etmek gibi tedbirlerimiz devam ediyor. Son 5 yılda 7,1 milyar sübvansiyonlu kredi kullandırdık. Bütün bu tedbirler sonucu işletmeler büyüdü. Son 10 yılda büyükbaş hayvan sayısı 4 bin 300’den 12 bin 800’e çıktı.
Global olarak bakarsak son on yılda, gelişmekte olan ülkelerde çiğ süt üretiminde Çin’den sonra Türkiye ikinci olmuştur. Ülkemizde kişi başına süt üretiminde yüzde 130 oranında artış yaşandı. Biz çok fazla süt tüketmiyoruz ama süt ürünü tüketimimiz az değil.”
Okul Sütü Projesinin ülkesel bazda uygulanan bir program olduğunu belirten Kayhan, “Buna devam edeceğiz. Çiftlikler kuracağız, sütte fazla ürettiğimizi satacağız. Yapmamız gereken budur. Ege Bölgesindeki süt üretiminin arttırılmasına çok önem veriyoruz. Bunun hayvancılığa katkı sağlayacağına, bakanlık programına ışık tutacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılığı kalkındırmak için önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Okul Sütü Projesini Türkiye’de başlatan biziz. Merkezi hükümet bu programı alınca çok memnun olduk. Şu anda 15 günde bir, 125 bin çocuğa, tutanak imzalatarak süt dağıtıyoruz. Hayvancılığın, kalkınmanın temelini oluşturduğunu düşünüyoruz. Tarımın kalkınması için hep birlikte çalışmalıyız.” dedi.