Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Hollanda, Fransa ve İsveç ortaklığında yürütülen “Su Ürünleri Üretici Örgütleri Kurumsal Kapasite Oluşturulması Avrupa Birliği Eşleştirme Projesi” toplantısı Ankara’da yapıldı.
Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerde, Ortak Tarım Politikası ve Ortak Balıkçılık Politikası kapsamında, Türkiye mevzuatını AB mevzuatıyla uyumlaştırılarak, su ürünleri üretici örgütlerini ilgili AB mevzuatına uygun örgütlenme yapısına hazırlamak ve su ürünleri sektörünün kapasitesinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan proje, Türkiye Cumhuriyeti Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Hollanda, Fransa ve İsveç ortaklığı ile yürütülecek.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hadi Tunç toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB’ye uyum sürecinde birçok proje fonundan yararlandığına dikkat çekerek, pilot bölge seçilen su ürünleri ve balıkçılık sektörünün, Avrupa Birliği ile eşit konuma geleceğini ifade etti. Üretici örgütlerine önem verdiklerini hatırlatan Tunç, “AB’nin ortak tarım ve balıkçılık politikaları, ortak piyasa düzenleri ile yürütülmektedir. Ülkemizdeki üretici örgütlerimizin AB’deki emsalleri gibi güçlü ve etkin olmaları, piyasada istikrarın sağlanması ve tüketicilere yüksek kalitede su ürünleri sunulması için bakanlık olarak her zaman olduğu gibi işbirliğimiz bu projeyle daha da artacaktır”diye konuştu.
Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Gürsel Küsek de, 2014 yılının “Dünya Küçük Çiftçiler Yılı” ilan edildiğini belirterek dünyada üretilen gıdaların yüzde 80’inin küçük işletmelerde üretildiğini anlattı. Yaşam tarzına göre üretim yapan bu işletmelerin örgütlenmesi gerektiğine dikkat çeken Gürsel Küsek, “Küçük üreticilerin korunması dünyadaki gıda güvenliğinin dengeli olarak sürdürülmesi açısından tedbir alınmasını zorunlu kılıyor. Küçük işletmeler ancak örgütlenerek , büyük üreticilere karşı ayakta kalabilirler” dedi.
AB Türkiye Delegasyonu Ekonomi, Ticaret ve Tarım Başkan Yardımcısı Laura Zampatti ise, “büyük lokmalar küçülterek sindirilir” diyerek, 1 milyon € bütçesi olan projenin balıkçılık örgütlenmesi açısından önemine vurgu yaptı. Zampatti, “Ortak balıkçılık politikası; yaşayan canlı kaynakların korunması, balıkçılık faaliyetlerinin çevresel etkilerinin sınırlandırılması, su ve diğer kaynaklara ulaşım şartlarının değerlendirilmesi, yapısal kapasiteler, filo kapasitelerinin yönetimi, pazarın ortak örgütlenmesi ve uluslararası ilişkiler açısından kurallar ortaya koymaktadır. Özellikle aşırı avlanma, balıkların imha edilmesi, yukarıdan aşağı gelen paydaşlardan katkı alınmaksızın ortaya konan kararlar ve uluslararası balıkçılıkla ilgili bağlayıcı kuralların bulunmaması balıkçılığın önünde engeldir. Ortak balıkçılık reformu, balıkçılığı çevresel ekonomik ve toplumsal açıdan sürdürülebilir hale getirerek sağlıklı gıda amaçlamaktadır” şeklinde görüşlerini dile getirdi.