Çin'in başkenti Pekin'de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), merkezi İstanbul'da bulunan İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) ile Çin Sosyal Bilimler Akademisi (CASS) işbirliğiyle düzenlenen ''Çin ve İslam Dünyası: Kültürel Etkileşimler'' konulu kongrede İslam dünyası ile Çin arasındaki etkileşimlerinin yanı sıra Osmanlı devleti ile Çin ve Çin'deki Müslümanların ilişkileri de masaya yatırılıyor.
Toplantı sırasında İslam dünyası ile Çin arasındaki tarihi bağlar, geçmiş ve güncel ekonomik ilişkiler ile kültürel bağlar ele alınıyor. Aralarında Türkiye'den uzmanların da yaptığı sunumlarla tarihi ilişkilerin günümüze tezahürlerini tartışıyor.
Bunların en ilgi çekenlerinden birisi de Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan porselen çini sanatının hikayesi.
Kongreye davet edilen Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Sinoloji (Çin Bilim) Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Okay, toplumlar birbirine uzak olsa da karşılıklı etkileşimin yoğun olacağının altını çizerek, bu etkileşimde en etkin rolün asker, tüccar, seyyah ve elçiler olduğunu belirtti.
Okay, Çin'in en büyük alameti farikalarından olan porselenin Müslüman tüccarlar aracılığıyla Batı'ya ulaşarak zenginlik ve prestij göstergesi olduğunu kaydetti.
Topkapı Sarayı müzesinde 10 bin parçadan fazla Çin porseleni olduğunu belirten Okay, "Çin porseleni bulundurma bakımından, Çin'den sonra ikinci sırayı almaktadır" dedi.
Porselenin ana maddesinin toprak olduğu söyleyen Okay, Osmanlıların zamanla kendi porselenini üretmek için porselen fırınları kurduğunu ve fırınların o dönem sadece saray için üretim yaptığını ifade etti.
Okay, Osmanlı devletinin porselen sanatını Çin'den öğrendiğini savunarak, bu minvalde Çin porselen sanatından etkilenmiş olmasının doğal olduğunu kaydetti.
Porselenlerde önce form ve desenlerin taklit edildiğini belirten Okay, daha sonra Türk yaşamına uygun formda porselenler üretilmeye başladığını söyledi.
Okay, Çin'in etkisinin öncelikle renklerde görüldüğünü, Çin'de porselenlerde yaygın olarak kullanılan "mavi ve beyaz" renklerin Osmanlı porselenlerinde de aynen uygulandığını belirtiyor.
Ancak Okay, Osmanlının ürettiği mavi, beyaz porselenlerin zaman içinde renk ve desen zenginliği kazandığını ifade etti.
Zamanla stilize edilmiş bitki ve çiçek formları ile geometrik şekillerin porselen sanatında kullanılmaya başladığını söyleyen Okay, bu sanatının bir uzantısı olarak da Osmanlı Sarayına "çini"nin geldiğini anlattı.
Okay, Saray süslemelerinden, cami, türbe, medrese gibi mekanların süslemesinde bolca kullanılan çini sanatının Osmanlı tarafından çok sevildiğini belirtti.
Türkçe'deki "çini" sözcüğünün "çini sanatının" kaynağını da gösterdiğini kaydeden Okay, bu sanatı seven Osmanlıların İznik ve Kütahya'da çini fabrikaları kurduğunu ifade etti.
Okay, Çin sanatının Türk-İslam sanatını etkilediğini savunarak, bu tesirin porselenlerde açık olarak görüldüğünü kaydetti.
Çinli Doçent Dr. Ma Cing de Osmanlının son dönemlerinde Sultan II. Abdülhamid'in dönemin Çinli Müslüman liderlerinden İmam Abdurrahman Vang Kuan ile görüşmesi ve bunun Çin'e yansımalarını anlattı.
Sultan II. Abdülhamid'in bu görüşme üzerine iki ulema gönderdiği belirtilirken, iki Osmanlı müderrisi ve İmam Vang ile Çinli Müslümanların eğitim sistemlerinin gelişmesine ve yeni bir sistem kurulmasına neden olduğu belirtildi.
Bu konunun o dönem sadece Çin'de değil, Avrupa'da bile dikkati çektiği ve Avrupalılar tarafından da özellikle izlendiği ifade edildi.
Zaman
Porselen sanatının kaynağı Çin mi?
Porselen sanatının kaynağı Çin mi?
Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri
Gıda Ekonomisi
Osmanlı döneminde yaygın olarak kullanılan porselen ve çini sanatının temelinde Çin etkisi mi var?