Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı köylerde vatandaşlar, buğdayı dibek taşında ve el değirmeninde öğütüyor.Ortası delik iki silindirik taş ve bu taşların ortasına yerleştirilen mille yapılan el değirmenleri, üstteki taş üzerine takılan kolun elle çevrilmesi sonucu döndürülüyor. İlk örnekleri insan soyunun toprağa bağlandığı ve tarım etkinliklerinin başladığı neolitik döneme kadar uzanan el değirmenleri, buğday, arpa, mısır, çavdar gibi tahıl tanelerinin iki taş arasında ezilip un ve bulgura dönüştürülmesini sağlıyor.
Köylü kadınlardan Ayfer Yavuz, teknolojinin nimetlerinden yararlanmak yerine ilkel el değirmeniyle buğdaydan, pilavlık ve köftelik bulgur öğüttüğünü söyledi. Bu değirmenden elde ettiği ürünlerin daha sağlıklı ve daha lezzetli olduğunu belirten Yavuz, şöyle konuştu: "Kendimi bildim bileli bu yöntemle un ve bulgur yapıyoruz. Bizim aynı zamanda su ile çalışan bir değirmenimiz de var. Orayı ticari olarak kullanıp müşterilerimize buğday öğütüyoruz. Kendimize ise genelde bu taş değirmende öğüttüğümüz unu kullanıyoruz. Zahmetli olmasına rağmen, bu yolla elde ettiğimiz unu tandırda pişirdiğimiz zaman ekmeğimiz daha lezzetli oluyor."
Taş değirmende bulgur da öğüttüklerini anlatan Yavuz, elde ettikleri köftelik bulgurlarla yöreye has içli köfte yaptıklarını belirtti. Yavuz, "İçli köfteyi yapanlar bilir. Bulguru oldukça önemlidir. El değirmeninden elde ettiğimiz bulgurla yaptığımız köfteler çok lezzetli ve tam kıvamında oluyor" diye konuştu.