Beslenme Uzmanı Banu Eroğuz Demirözü, konsantrasyonumuzu ve enerjimizi yükseltecek önerilerde bulundu. Demlirözü’nün verdiği bilgiler şöyle; Uzun veya kısa, evde veya bir tatil beldesinde geçirdiğimiz tatil günlerinin yavaş yavaş sonuna geliyoruz. Sonbaharın da yaklaşmasıyla beraber yazın eğlenceli ve rahat temposunun yerini yoğun iş temposuna bırakacağını istemesek de kabul etmek zorundayız.
Peki, bu rehavetten kurtulmak ve tekrar enerji toplamak için beslenmemizi nasıl düzenlemeliyiz. Özellikle yoğun çalışan insanların en büyük sorunu zamansızlıktır. Uzayan toplantılar, iş seyahatleri veya yetiştirilmesi gereken işlerden dolayı öğünleri zamanında yiyememek ve bir şeyler atıştırarak geçiştirmek en sık rastlanan problemlerdendir. Özellikle uzun süreli açlığın sebep olduğu hipoglisemi tablosu kişide sebebini bilmediği bir yorgunluk, bezginlik ve bıkkınlık duygusu ve hatta beraberinde depresyonu bile getirebilmektedir. Bu sebeple zamanında ve dengeli yenmiş bir ana öğün gün boyunca hem mental hem de fiziksel olarak üst seviyede kalmanın ana şartıdır. Öğün atlamak ayrıca diyabet, obezite, hipertansiyon ve kalp-damar yağlanması gibi bir dizi hastalığa da zemin hazırlar. Yaz boyunca hastalıkların çok görülmemesinden dolayı biraz ihmal ettiğimiz bağışıklık sistemini vitamin ve minerallerden zengin bir beslenme programıyla desteklediğimiz takdirde hastalıkların yoğun yaşandığı bir mevsim olan sonbahar sorunsuz atlatılacaktır.
Vitaminlerden A,C ve E, minerallerden ise selenyum, çinko, magnezyum ve demirin bağışıklık sistemini desteklediği bilinmekte. Bu vitamin ve mineraller aynı zamanda yüksek antioksidan özellik taşırlar. Antioksidanlar serbest Radikal denen kansere sebep olma potansiyeli taşıyan ajanların hücreleri oksitlemesini önlerler. Ayrıca yorgunluğu geciktirmeye ve yorgunluğun çabuk atlatılmasına da yardımcıdırlar. Aksi önerilmedikçe vitamin ve minerallerin doğal yollarla yani besinlerle alınmasına gayret edilmelidir. Bunun için ağırlık verilmesi gereken besinler şunlardır: A vitamini: Karaciğer, havuç, kayısı, kavun, yumurta, ıspanak, kabak, domates, karaciğer, brokoli, marul C vitamini: Limon, portakal, greyfurt, kivi, roka, maydanoz, yeşil sivri biber, kuşburnu, domates E vitamini: Tüm bitkisel yağlar ve yağlı tohumlar Selenyum: Deniz ürünleri, böbrek, yürek, etler Çinko: Bulgur, badem içi, ceviz, balık, et, karaciğer süt, yumurta, kuru baklagiller Magnezyum: Yağlı tohumlar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, muz, tahıllar. Sigara içenlerde C vitamini başta olmak üzere birçok vitaminin ve mineralin emilimi olumsuz etkilenmektedir. Bu sebeple sigara içenlerin içmeyenlere oranla vitamin ve mineral ihtiyaçları daha fazladır.
Yorgunluğa İlaç Gibi Gelecek Gıda Takviyeleri
Gingko Biloba: Çok iyi bilinen bir yorgunluk gidericidir. Gingko bitkisinin ekstresinden elde edilen bu ilaç, Avrupa’da büyük ilgi görmeye ve yorgunluk tedavisinde yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Arı poleni: Arı poleni arıların erkek çiçek tohumlarından topladığı ekstra enerji verici bir maddedir. Kronik yorgunlukta, enerji ihtiyacının arttığı durumlarda ve bağışıklık sisteminin güçlenmesin de etkilidir. Garcinia Cambogia: Vücutta depolanmış yağların yakılmasına ve enerjiye dönüştürerek vücudun enerjisini artırmaya yardım ettiği bilinmektedir. Ginseng: Ginseng kökünün fiziksel ve zihinsel aktiviteyi artırdığı bilinmektedir. Vücuttaki yağ asitlerini enerjiye dönüştürerek kaslardaki şeker kullanımını dengeler. Yorgunluğun giderilmesine, konsantrasyonun artmasına, dokuları yenileyerek yaşlanma etkilerinin azalmasında yardımcıdır. Piknogenol: Akdeniz kıyılarında yetişen bir çam türü olan Pinus Maritima'nın kabuklarından elde edilen bir maddedir. Dolaşım sisteminden kansere kadar birçok alanda olumlu etkisi olduğuna yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu maddenin etkili olduğu bir alanda fiziksel yorgunluğu geciktirmesi ve azaltmasıdır.